"Emirhan bana bir dosya vermişti, çok sert yazdığı için yumuşatmasını söyledim o da yumuşatmadı ve bu yüzden basamadık kitabını" (hepinizin tanıdığı ünlü bir yazar)
"Vel Asr innel insane lefi husr" dediğinden beri Allah dünya ziyanlık içinde.
Ve benden yumuşak söylememi istiyorlar cümlelerimi.
Dünya bir rivayetime göre penisin ucunda dönmesini tamamlarken ve acımasızca öldürülürken yalancı Galileo kimse 'yumuşak şeyler' beklemesin.
Duvarlara sertçe tekrar tekrar çarpmak lazım, kafan kanayana kadar iz bırakmak asıl yakışandır.
Silahlar ağızda bir sakso aletine dönmesin diyedir çabam,
Yoksa o kız bu kız o şarkıları benim için dinlemiş/dinlememiş değildir ilhamım.
Çok çok olsa beş kuruş kazanmadan giden Syd Barrett için yazardım.
Duvarlara renkli döl kutularından grafiti çizenler korkmaz kimseden, ve yazarken bende tanımam tanrıyı.
O beni tanıyor ise ahirette bir imza dalaşı olabilir aramızda.
Yezidi kadınların hüsran ve acısı ortada iken ne diye korkacakmışım feminist örgütlerin küfüre olan hassasiyetlerinden?
"Bu am", " Bu göt" , "Bak bu da sik" demek incitmez kimseyi.
Asıl inciten insanları,
Savaşı ve intiharları romantik şiirlere hapsedenlerdir.
9 yaşında tecavüze uğrayan kimseye acıyamam, çok isterseniz kavgaya tutuşurum.
Aşk acısı yaşayan birinin acısını dindirmek için ona şiir vermek benim işim değil.
Benim işim ona ayrılık acısını dibine kadar hissettirmektir.
Orospuluğu öğretmek birine,
Ya da siktir etmek hüznü,
Zaman zaman daha zor,
Zaman zaman daha kolay.
Ben ilkini tercih eder ve veririm elinize, elinizde ne hayal ederseniz.
"Sikin kalkmaz evladım, bu kadar dert fazla" diye tavsiyeler verir, sikinin kalkmama nedenlerini anlatırım sana.
Çok istersen, terapistin çözümün sen olduğun yalanını söyler sana.
Sik kaldırmayan dertler kötüdür, kaldırma sorununu anlatamamak daha da kötüdür.
Bunu anlatılmayacak hale getirenler ise "yumuşak yaz" diyen, sistemin gizli köpekleridir.
Ben demiyorum dağıt vücut sıvılarını, dağıt küfürlerini her yere diye.
Ama kötü mü olur iyi insanlar spermlerini sabahları gözlerine sürmek yerine topluma dağıtsa ve iyi kadınlar kolyelerde taşısalar onları?
Ben falcı değilim,
Avutmak için seni,
Söyleyemem o tılsımlı cümleleri.
Daracık dünyanın dertleri,
Kalemimden dökülürken,
"Göğüsümü genişlet yarabbi" diye dua edemem.
Muhammed peygamberde değilim,
Göğüsüm genişlet yarabbi diye dua diyemem ve bir melek gelip kirleri * işareti ile sansürlemez.
İyi ki de değilim,
Hayatı şüphelerle yaşamak çok daha güzel.
O 'emin' olanlardandı.
Evren benim yüzü suyu hürmetime yaratılsaydı utanırdım zaten.
Bir Afgan'ın yakıldığı,
Köşede mızıka çalıp ağlayan kadının geçmişte tecavüze uğradığı hikayeyi,
Long Runner gibi bir atın sakatlandığı evren benim uğruma yaratılsa çoktan kavga ederdim yaratan ile.
Bira içmem,
İçeni de çok tasvip etmem ama bu değildir diliniz bardan kafelere geçince yumuşamalı.
Madem öyle beyler,
Alın içkinizi,
Türkiye'den giden petrolle ölen Filistinli çocukları sikici sözlerle anlatalım müsait zamanınızda.
Çay sizi sıkıcı yapıyorsa, biranız sikici yapsın.
Parasız gezmeyi romantize etmek yerine, otobüsün peşinden koşup son anda kaçıran adamın duraktakilere rezil oluşunu yazalım.
Gerçek olmayan düşleri romantize etmek kolaydır, aslolan utancı ve bir insanın başka insana/insanlara karşı yaşadığı buhranları anlatmaktır.
Bu dünya annelerin sütü ile değil, babaların mecbur bırakıldığı yumruklar ile inşa edilmiş,
Doğduğun an tokadı yer sonra Mike Tyson'a evrilirsin.
Ben cümle kurarken dilim,
Yazarken kalemim kanıyor.
Aç çocukların gözlerini anlatacak bir kitaba daha rastlamadım,
Gecenin sessizliğini bazen bir siren sesi ile nasıl bozarsa polis arabası,
Sözcüklerinde korna olmak zorundadır.
Sen imla ile yazarlık dersi vermeye devam et,
Ben dünyadan intikam peşindeyim.
https://open.spotify.com/track/1Jmqubf9kGkWeYQXQKImL5?si=ucTm5cNmRFCLun1KpAgotw