bugün en sevdiğin poğaçayı aldım,
sahile indim, denizi benden daha çok severdin.
bir tane kamp sandalyesini taşımanın, iki tane taşımaktan daha ağır geldiğini farkettim.
yolda iki poğaça almak istedim, zam gelmiş.
bir poğaça bir simit almak zorunda kaldım.
en sevdiğin şarkılardan birini açtım, dibimde biten karga için parçaladım simitimi.
kim bilir kaç yaşında, ayağı da buruk.
diğerleri de geldi hemen.
onları da besledim.
baktım simit bitmiş, tek poğaça ile idare ettim.
sıcak ve kaşarlı.
bugün sen gibi hissetmek istedim.
senin zevkine göre giyindim,
tek olmaktan korktum,
herkes bana bakıyor zannettim.
1 numara olmak istedim oturduğum sahilde,
herkes benimle ilgilensin,
hayvanların bana heidi muamelesini yapmasını diledim.
kendi kendime yalanlar söyledim,
sindirella gibi hissettim,
bir süreliğine sen olmaktan çıktım,
'yalan söylüyor yine' dedim.
yine döndüm sana,
çantama baktım kitap okumak için.
yoktu.
sen olduğumu unutmuşum.
ben kitaplarda ararken gerçeği, sen çoktan toplumun gerçeğini kavramıştın.
okuduğun bir kitap olsa bile, satır aralarında kendini arardın.
hayatı biliyorsun ve kurtulman gerektiğini biliyorum.
birşeyler ile oyalanayım diye düşündüm,
ama biliyorum ki telefondan başka bir uğraş mümkün değil ben, sen iken.
bir yetenek kazanmak için çabaladın mı bilmiyorum bile.
zaten çok sıkılırdın sen,
sen olmaktan bile.
ya ben, nasıl sen olayım bu halde bile?
başkalarını düşündüm.
aklım geçmişe gitti.
senin geçmişi, gelecekten daha çok sevdiğini bilirdim.
çünkü gelecek senin için aydınlık değildi.
bu yüzden onu sevdiğini söylemedim sana.
beni bıraktığın zaman geçmişine döneceğini biliyorum.
geçmişinde ki erkeklere, geçmişinde ki mekanlara, geçmişinde ki işlerine, geçmişinde ki dizilere ve geçmiş diğer şeylere.
zira geçmişte parlak zannediyorsun kendini, öyle hissettirmişler sana.
benim geleceğim de ise bir böcek olarak kalmayı hakediyorsun.
ve böcekler yakında ucuz et olarak satılacak, çoğu erkeğin midesine.
ben yükselirken yukarıya, sen gireceksin küçük bir deliğe.
senin için bir labirent gibiymiş meğer,
şimdi anlıyorum nasıl kaçmayı düşündüğünü fakat yolunu bulamadığını bir türlü.
aramak istiyorum,
yazmak istiyorum,
'nasıl böyle pespaye olabildim ben, sen iken anlamadım' demek için.
fakat 'geçmiş' olmak için biraz daha beklemenin iyi olacağını düşünüyorum.
2.saati deviriyorum sen olmaya çalışırken.
sadece oturuyorum ve kendime yalanlar söylemeye devam ediyorum.
'herşey çok güzel olacak' diyorum bir çaba göstermeden,
'acaba o çocuk beni arayacak mı?' diyorum ben hala seni severken,
'kilo mu aldım' diyorum kendi kendime,
sokaktaki açları görmeden.
unutuyorum bir süreliğine dünyanın tüm dertlerini.
zira hiç dert etmemiştin, kendinden başka kimseyi.
yanda ki kadının ağladığını gördüm bunları düşünürken,
kalkamam yerimden, başkalarına
'ben üzüleceğime onlar üzülsün' derken.
bir terapi seansına gitmem gerek diye düşünüyorum,
işte bu kadar anlamaya çalışıyorum seni sen olmaya çabalarken.
gidip tedavi olmalıyım,
biraz unutmayalım beni.
denize girmek istiyorum ama orada seni taklit edemem diye korkuyorum.
hatırlıyorum bikinini,
arkası açıldığında ne kadar korktuğunu,
boxerımı kaybedemem denizde, sen olacağım diye.
bitiyor kahvaltım,
bugünde kendimi sayende kandırdım.
keşke arabamı alsaydım yanıma,
sen epey severdin,
mini bir cooper aldım bu arada.
sağ koltuktan üstüme çıkar,
sevişirdik.
tebdili mekanda ferahlık vardır diyerek,
beraber boşalırdık koltuğa.
4 saat oldu,
kalkmam gerek.
keşke kitap sevseydin,
biraz daha sen olabilirdim,
başlarda sadece 'melankolik' ve 'hoş bir hayalci' olarak görmüştüm seni,
ama bu kadar boş ve başkalarının çalıştırdığı taklitçi bir kafa, başımı sızlatıyor,
bakmam gereken çocuklar ve yeni biri var hayatımda.
sahile veda ediyorum,
ya da sana bilmiyorum.
kime elveda diyeceğimi bile bilmiyorum,
gerçekten kendime mi?
sana mı?
bana eşlik eden denize mi?
tek bir tane kamp sandalyesini taşımanın iki tane kamp sandalyesini taşımaktan daha ağır olduğunu tekrar anımsıyorum.
sen sen olsan,
tek başına inemezdin buraya biliyorum,
aslında hatayı en başta yapmışım,
ben seni hiç doğru yaşamamışım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder