27 Mart 2022 Pazar

Ben Dünyaya Alışamadım, O da / Yabancılaşma

Ben dünyaya alışamadım o da bana;

Ben onun istediği gibi biri olamadım o da benim istediğim gibi dönmedi.

Ben paraya alışamadım o da bana;

Ben, o bana gelir gelmez hemen kovdum o da bana hep gönülsüz geldi.

Ben bana alışamadım, o da 'ben'e;

Ben beni bilemedim, ben beni bilemedi.

Ben öğretmenlere alışamadım, onlar da bana;

Ben istediğimi öğrenmek istedim, onlar istenileni öğretmek istedi.

Ben doktorlara alışamadım, onlar da bana;

Ben ninemin ölüm nedenini öğrenmek istedim, onlar bana hiç bir şey söylemedi.

Ben askerliğe alışamadım, onlar da bana;

Ben emir altına girmek istemedim, onlar 'silahı eline al, üniforma giy' dedi.

Ben imamlara alışamadım, onlar da bana;

Ben onlara 'din oyuncak değil' dedim, onlar Allah'ın gölgesi gibi davrandı.

Ben psikologlara alışamadım, onlar da bana;

Ben onlara 'paralı iyiler' dedim, onlar bana bilim için para aldıklarını söyledi.

Ben yoga hocalarına alışamadım, onlar da bana;

Ben onlara "kutsal saydığınız bilgi için para mı alıyorsunuz?" dedim, onlar bana "geçim kaynağı" dedi. 

Ben toprağa alışamadım, o da bana;

Ben ekmeyi bilmem, o da karşılıksız ilişkiyi.

Ben ağaca alışamadım, o da bana;

Ben ona çıkamam, o da bana gelmez.

Ben martılara alışamadım, onlar da bana;

Ben onlara "madem özgürsünüz niye simite mahkum oldunuz?" diye sordum, onlar bana "vaaak" dedi.

Ben ideolojilere alışamadım, onlar da bana;

Ben onlara "verin şu prangaların anahtarlarını" dedim, onlar bana bir delik daha açtı.

Ben savaşlara alışamadım, onlar da bana;

Ben "hayır" dedim, onlar bana "evet"

Ben ırklara alışamadım, onlar da bana;

Ben "Irkçılık osuruk gibidir" sözünü söyledim, onlar da "en güzel biz kokarız" dediler.

Ben düğünlere alışamadım, onlar da bana;

Ben "oynamak için bu kadar para vermeyin" dedim onlar da bana "adettendir." dedi.

Ben gelinliğe alışamadım, o da bana;

Ben "bir kadının en mutlu anı bu değildir, kadını bu saf kılmaz' dedim, o "ben beyaz bir yalanım,yakarım" dedi.

Ben takım elbiseye alışamadım, o da bana;

Ben "takım elbiseli birini gördüğümde beni kandıracakmış gibi hissediyorum" dedim, o bana "daha iyi ya sende giy" dedi.

Ben ferah bir şekilde giyilen pijamaya alışamadım, o da bana;

Ben onu hep sistemin idealleştirdiği adamların giydiği uyku üniforması olarak gördüm, o ise kendini huzurun simgesi.

Ben içki ve sigaraya alışamadım, onlar da bana;

Ben 'niye insanlara düşmansınız' diye sordum, onlar da bana 'insanlar düşmanlarına aşık olurlar, otur yak bir tane anlatalım' dediler.

Ben ölüme alışamadım, o da bana;

"Niye bana kendini anlatmıyorsun?" diye sordum, o da bana hiç yanıt vermedi.

Ben kaleme ve tanrıya alıştım, umarım onlar da bana alıştı;

Ne zaman ihtiyaç duysam yazdı, ne zaman ihtiyaç duysam geldi.

26 Mart 2022 Cumartesi

Alarm

 Saat 03:44

Alarmın çalmasına 5 saat 55 dakika var.

Dün güzel bir gün geçirdim, birine kendimi ifade ettim.

Alarmın çalmasına 5 saat 52 dakika var.

Uyuşmak beni ruhumun derinliklerinde hissettiren bir şey.

Alarmın çalmasına 5 saat 40 dakika var.

Bankada yüklü param yok, aptal da değilim ve yaşıyorum.

O ses nereden geldi öyle, niye sallandım uyumayı beklerken?

Alarmın çalmasına 5 saat 38 dakika var.

Dün ölüm hakkında düşünmedim, intiharı yeryüzünden silmeye çalıştım. (belki de başkası yaptığında kıskanacağım için)

Alarmın çalmasına 5 saat 32 dakika var.

Saat 4'ü geçmiştir.

Günün sonunda yatağa uyumak için girdiğim zaman eğer sabah işim varsa alarm kurarım, uyumak için ise şarkı açarım.

Alarm kurduğumda, alarm kurmadığım günlerden daha iyi algılara sahip oluyorum.

Odamdaki karanlık bana aydınlık gibi geliyor, fonda Faraj Suleiman'ın sesi içime işliyor.

Uyku ile uyanıklık arasındaki 'yakuza' halinde daha zeki oluyorum.

Alarmın çalmasına 5 saat 20 dakika var.

Alarmı bulan adam mutlu biri olarak mı öldü acaba? Neden bizi kullandırtmak zorunda bıraktı? Neden uyku bahanemizi elimizden aldı?

Neden bizi uykuda bile şartlandırmaya yol açacak bir şey düşündü?

Zorunlu uyanıklık halini yaşamak için neden ses ile kavga ediyoruz?

Alarmın çalmasına 5 saat 12 dakika var.

"Bam güm" benim duyduğum, telefondan gelen tek alarm sesi.

Bu rahatsız edici ses ile  niye ölümümüzü yarıda bırakıyoruz?

Ya hiç ses duymasak ölüm uykusu gerçek olur muydu?

Böcek olunca acıdığımız, patronuna kızdığımız Kafka'dan ise bizi uyandıran telefona niye kızmıyor, niye kendimize acımıyoruz?

Alarmın çalmasına 5 saat 2 dakika var.

Ben alarm kurduğumda başka bir insan oluyorum.

Zira sistemin bütün zorunluluklarından kaçmaya çalışırken, kendi kendimi bir şeyin zorunda bırakmak beni bu iş üzerine fazlaca düşündürüyor.

Yanındaymış gibi hissettiğim şarkıcılar, kafamdan geçen ve şuan okuduğunuz bu cümleler bu zorunluluğun yan etkisi olarak ortaya çıkıyor.

"Tik-tak, Bam-Güm" alarmın çalmasına 5 saat kaldı.

Vazgeçtim.

Kapatıyorum alarmı.

Umrumda değil.

Zorunluluklarınızı kapatıyorum.



10 Mart 2022 Perşembe

Benneth / Doğmuş Olma Hatası

 

 Doğduğum andan itibaren düşünmeye başlamış gibiyim.

Doğmanın zamanımıydı?                           

Bu doğuşa neden bu kadar hevesliydim?

Neden kardeşlerimi ardımda yalnız bırakacak kadar hızlı koştum?

Amniyon sıvısından, karanlıktan korktum ve o yüzden çıktım geldim.

Zaten kolostrofobimde vardı bir an önce dünyaya ağlayayım dedim.

Peki daha yarım saat önce doğmuş ve bunları düşünmüşken nasıl olurda en alt kattaki morgun soğukluğunu hissetmedim?

Yanımdaki küvözlerde duran diğer çocukların ağlamasını nasıl sindirdim?

Bir problem vardı.

Doğar doğmaz bizi buraya kapatanlar, götüme doğar doğmaz vuranlar ölünceye kadar neler yapmazdı?

9 ay 10 gün sonra doğacağım bana söylenmişti ama ne zaman öleceğim söylenmemişti.

Küvözler hemen morgun yanında.

Bir cesedi dolabı attıklarını hissediyorum, onu fermuarlı kaliteli bir poşete koyduklarını görüyorum.

Temelde hiçbir farkımız yok.

Çabuk çık o dolaptan sıranın bana gelmesi için heyecanlıyım!

 

(Benneth=Kutsanmış)

+Söylesene Benneth doğarken şanslımıydım?

-Kongo’da doğmadığın için şükretmelisin.

+Benneth, Türkiye ya da Kongo ne fark eder? Basitleştirirsen hiçbir şeyin hiçbir şeyden farkı yok.

-“Bilmiyorum”

+Peki ileride öldüğümde tabutum nasıl olmalı sence? Meşe mi, ceviz mi?

-Hangisini tercih ederdin?

+Sen edeceksin ben değil. Her acı günümde yanımda oldun, mutlu olacağım günde en çok sen aktif olmalısın.

-O zaman meşeyi tercih ederdim. Seni kırıp yiyemem.

+Benneth seni ilk kez düşümde gördüm. Bir odada ninem ve dedem oturuyordu. Her yerde tablolar vardı. Sanki zihin odam gibiydi.  Camus vardı, arkadaşlarım vardı ve seni gördü. Bana “Her zor gününde yanında olacağım” dedin.

-Bilmem ben hatırlamıyorum.

+Köpekten farkın yok Benneth

-“Bilmiyorum”

+Ninem nasıl öldü biliyormusun?

-“Bilmiyorum”

+Bende bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum.

-Nasıl?

+Acı Çekti Benneth, acı…

-Kötü biri miydi?

+Yalnız biriydi.

-Neden?

+Dünya Benneth dünya… 84 yıl yaşamış biri, benim için çok önemli bir ölümdü. Kimieri için hiçti, kimileri için dedikodu malzemesiydi. Fakat hastanede yalnız öldü. 84 yıllık bir ömür tek başına bir köşede yalnızca sonlandı.

-“Bilmiyorum”

+Öyle Benneth öyle… Kaç doğum,kaç ölüm sığar 84 yıla. Kaç harf, kaç kelime. Hastane köşesinde bunları düşünürken ölmek…

-“Bilmiyorum”

+Benneth geçen rüyamızda bir tabut görmüştük neydi o?

-Tabut rüyada görüldüyse müjde, sokakta görüldüyse sondur.

+Tamam ama içinde ne vardı?

-“Bilmiyorum”

+Bak şu kedi “miiivv tısss” deyip güvercini yedi gördün mü?

-Evet

+Doğasına uyumlu, bizden şanslı. Ölünce tabuta bile girmeyecek, eriyip gidecek, tabutunu düşünmesine, arkadaşlarım beni gömecek mi acaba demesine gerek bile yok.

-Gömülür belki.

+Belki

-Siz hayata uyum sağlamak için ne yaptınız?

+Başarısız oldum Benneth başarısız. Bu beni uyumlu yapmaz mı?

-Doğa başarısız insana acımaz. Güvercin uçabilseydi kedi onu yemezdi.

+Doğa birine acımıyorsa sorun ondadır. Bende değil.

-Doğanın iradesi olduğunu düşünmüyorum. Kendisine verilen görevi yerine getirir.

 

+Benneth sen düşlerin en güzelisini, doğruları söylediğin için teşekkür ederim.

-Ben teşekkür ederim.

+Doğa ve insanlar bana güçlü olmayı da öğretti. Özellike ayrılıklar gücü keşfetmemi sağladı. Paran ya da saygınlığın varsa doğayı da insanları da ele geçirebilirsin.

-Evet efendim.

+Bana efendim deme Benneth.

-Güç ve saygı doğa için her şeydir. 84 yıllık yalnızlığın, hikayenin, acının yıldızı güçtür.

+”Biliyorum” Benneth “Biliyorum”…