Ben dünyaya alışamadım o da bana;
Ben onun istediği gibi biri olamadım o da benim istediğim gibi dönmedi.
Ben paraya alışamadım o da bana;
Ben, o bana gelir gelmez hemen kovdum o da bana hep gönülsüz geldi.
Ben bana alışamadım, o da 'ben'e;
Ben beni bilemedim, ben beni bilemedi.
Ben öğretmenlere alışamadım, onlar da bana;
Ben istediğimi öğrenmek istedim, onlar istenileni öğretmek istedi.
Ben doktorlara alışamadım, onlar da bana;
Ben ninemin ölüm nedenini öğrenmek istedim, onlar bana hiç bir şey söylemedi.
Ben askerliğe alışamadım, onlar da bana;
Ben emir altına girmek istemedim, onlar 'silahı eline al, üniforma giy' dedi.
Ben imamlara alışamadım, onlar da bana;
Ben onlara 'din oyuncak değil' dedim, onlar Allah'ın gölgesi gibi davrandı.
Ben psikologlara alışamadım, onlar da bana;
Ben onlara 'paralı iyiler' dedim, onlar bana bilim için para aldıklarını söyledi.
Ben yoga hocalarına alışamadım, onlar da bana;
Ben onlara "kutsal saydığınız bilgi için para mı alıyorsunuz?" dedim, onlar bana "geçim kaynağı" dedi.
Ben toprağa alışamadım, o da bana;
Ben ekmeyi bilmem, o da karşılıksız ilişkiyi.
Ben ağaca alışamadım, o da bana;
Ben ona çıkamam, o da bana gelmez.
Ben martılara alışamadım, onlar da bana;
Ben onlara "madem özgürsünüz niye simite mahkum oldunuz?" diye sordum, onlar bana "vaaak" dedi.
Ben ideolojilere alışamadım, onlar da bana;
Ben onlara "verin şu prangaların anahtarlarını" dedim, onlar bana bir delik daha açtı.
Ben savaşlara alışamadım, onlar da bana;
Ben "hayır" dedim, onlar bana "evet"
Ben ırklara alışamadım, onlar da bana;
Ben "Irkçılık osuruk gibidir" sözünü söyledim, onlar da "en güzel biz kokarız" dediler.
Ben düğünlere alışamadım, onlar da bana;
Ben "oynamak için bu kadar para vermeyin" dedim onlar da bana "adettendir." dedi.
Ben gelinliğe alışamadım, o da bana;
Ben "bir kadının en mutlu anı bu değildir, kadını bu saf kılmaz' dedim, o "ben beyaz bir yalanım,yakarım" dedi.
Ben takım elbiseye alışamadım, o da bana;
Ben "takım elbiseli birini gördüğümde beni kandıracakmış gibi hissediyorum" dedim, o bana "daha iyi ya sende giy" dedi.
Ben ferah bir şekilde giyilen pijamaya alışamadım, o da bana;
Ben onu hep sistemin idealleştirdiği adamların giydiği uyku üniforması olarak gördüm, o ise kendini huzurun simgesi.
Ben içki ve sigaraya alışamadım, onlar da bana;
Ben 'niye insanlara düşmansınız' diye sordum, onlar da bana 'insanlar düşmanlarına aşık olurlar, otur yak bir tane anlatalım' dediler.
Ben ölüme alışamadım, o da bana;
"Niye bana kendini anlatmıyorsun?" diye sordum, o da bana hiç yanıt vermedi.
Ben kaleme ve tanrıya alıştım, umarım onlar da bana alıştı;
Ne zaman ihtiyaç duysam yazdı, ne zaman ihtiyaç duysam geldi.