İstanbul'a giderken her zaman bu trene binip,
Her zaman aynı yerde inerim.
Bir kere dalıp, yanlış yerde indiğini saymazsak tabi ki.
Söğütlüçeşme.
Yürüyen merdivenler zulüm.
Git, bul.
Nereden ineceksin?
Hele birde yağmur varsa,
Eyvah.
Her basamak değişiyor,
Aşağı indikçe merdiven.
Ya da bir değişim halisünasyonudur gidiyor.
Zaman ne garip bir şey.
Geçmiş artık yok,
Şimdi yok,
Gelecek henüz yok,
Zaman geçiyor hepsi bu.
Ritim değişiyor,
İstek, tutku ve strese göre.
Çok hızlı geçiyor,
Ya da yavaş,
Zaman,
Bakış açısına göre.
Aynı anda hem hiçbir şey,
Hem her şey.
Zaman mutlak,
Bizden daha güçlü,
Ama içinde kaybolup gitmiyoruz,
Onu organize ediyoruz.
Ölüyoruz,
Ve,
Duruyor.
İşte bu arada bize ait zamanlar oluyor.
Tutkunun zamanı,
Rutin işlerin zamanı,
Uzaklaşma zamanı,
Ayrılık zamanı,
Pişmanlıklar zamanı,
Yaşlanma
Ve
Ölme zamanı.
Bana 'seni seviyorum' dediğin zaman.
Çabucak anlatılıp,
Yaşanmış zamanlar.
Bana kalırsa,
Haklıydı,
Herakleitos'a muhalif olanlar.
Her şey değişiyor,
Ve yıkanılmaz artık;
Bir nehirde,
İki kez.
Çıkınca gardan,
Beni karşılayan insanlar değişiyor her seferinde,
Kokular değişiyor,
Seyyar satıcılar bile değişiyor.
Değişmeyen ne var ki?
Sarıldığım kadınlar,
En az fikirlerim kadar değişiyor.
Asfalt,
En az kombinlerim kadar değişiyor.
Gözümü yumduğum anda,
Kalbimin atışı,
Kanın ne yöne aktığı,
Ve,
Duygularım.
Bu sokakta değişmiş,
Bir kadının çığlığından sonra,
Giremem artık buraya da,
Ölen kadınlar,
Değişiyor hep,
Öldürenler hep aynı.
Kandırılmak isterdim hep,
Aynı kalması hakkında her şeyin.
Bauman haklıydı,
Akışkan.
Her attığım adımda,
Değişiyorum bende.
Şimdi her şeyi yapardım,
Değişmemek için,
Belki?
Ama yalnızca,
Kafamı yukarıda tutuyorum,
Ve,
Üzülmüyorum,
Korkmuyorum,
Yürüyorum,
Nehirin ters yönüne.
Biri daha gidiyor,
Düz yönde,
Biri daha ölüyor,
Ters yönde.
Siz böyle giderken,
Ben nasıl devam edebilirim sizce?
Yeniden heyecanı görmek umuduyla,
Her sokak köşesinde aramıyorum artık kimseyi.
Zira değişmememi bekliyorlar,
Öyle umuyorlar,
Ben değiştim,
Nehre uymuyorum.
Ardımda bıraktığım her yol,
Beni herhangi biri ile gittiğim,
Yerlerden,
Uzak kılıyor.
Beraber keşfetmiştik buraları vaktinde,
Birileriyle işte.
Her keşif,
Bana değişememeyi hatırlatıyor.
Destan halk lokantası,
Şekerci,
Ucuza ayakkabı satan yer,
Kafamda var olan sesler,
Birçok kez kaldığım oteller,
Burada duyduğum cümleler ve inlemeler.
Unutmalısın,
Değişmelisin.
Burun,
Ten,
Eller,
Göğüsler,
Parlak gözler,
Rodrigo'nun gitar konçertosu.
Benden gittikten sonra onlar aynılar mı acaba?
Benden başka ve benden başka bilen ikinci kişiler dışında kimseye birşey ifade etmeyen bu şeyleri anlatmaktan vazgeçip değişecek miyim mesela?
Yavaş yavaş unutacağım belki de,
Kaçacağım.
Yolumu kaybetmek ve bulmak,
Tamamen bana kalmış.
Canım ne isterse onu yapıyorum,
Herhangi birine herhangi biri gibi davranıyorum.
Ve şimdi sevgili okur,
Sana da güzel bir şarkı bırakıp nehrin ters yönüne yüzmeni tavsiye ediyorum.
https://open.spotify.com/track/1f6zcrtYVmCAcgxYW8rPr5?si=JtCpDNNRRvCOsJOxFSvbNA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder