Merhaba gençler;
Biliyorsunuz Kuran'da Enam 116'ncı ayette Allah:
"Yeryüzünde çoğunluğa uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar" diye bir uyarı yapar.
Şimdi bu ayetten kasıt nedir,ilk önce biraz onun üzerinde duracağız.
Ayete herkes ilk baktığında 'Nerede çokluk,orada bokluk' sözünü anımsar. Aslında pekte haksız sayılmazlar böyle düşünenler.
Çoğunluk gerçekten zanna uyar,bu yüzden teoriler,felsefeler genelde saptırıcı olabiliyor. Kendine bir yol tutmak isteyen bana kalırsa Allah'ın yolunu seçmeli ve tek başına kalsa bile bu yolu terketmemeli.
Bazıları bu ayet üzerinde 'Ulan şimdi çoğunluğun seçtiği hükümet falan var,o zaman demokrasi bildiğin şirk olmazmı?' diye düşünüyor.
İlk önce uzatmadan bu yoruma değinip,asıl kendi derdimi anlatmaya başlayayım.
Şimdi 'demokrasi şirktir' lafını bu ayete dayandırıp yorumlayanlara soralım;
Oligarşi insanı saptırmaz mı? Ya monarşi?
Hatta ve hatta tek adam yönetimi olursa bu daha da bir felaket durumdur,çünkü insanlar en azından bir daha ki yıllarda onu seçmez ve böylece hak yerini bulmuş olur.
Bu tamamen siyasal bir durumdur ve ayetle asla çatışmaz. Zaten halifeleri de çoğunluk belirlemiyor muydu?
Her neyse benim daha farklı olan yorumum ise Allah bence burada 'Yeryüzünde ki boş kalabalıktan' bahsetmiş.
'Sadece Kuran' hareketine uzun süredir vakit ayırıyorum,tam olarak kaç yıl olduğunu bilmiyorum ama uzun bir süredir diyebilirim.
Şimdiler de bu hareket popüler olmaya başladı ve biliyorsunuz ülkede bir şey popüler olunca boku çıkarılmadan bırakılmıyor.
Bu hareketin artmasıyla beraber maalesef kalitesiz insan sayısı da artacak ve bu aleyhimize kullanılacak.
Evet belki bu yolun en gerilerinden biri olmasına rağmen Caner hoca, Sifil'i program da rezil etti,Okuyan veya Edip olsaydı ne yapardı hayal bile edemiyorum.
Harekette kalitesiz insanların aleyhimize eksi olacağını söylemiştim,bunun sonucunda kendimizi içten vurmamız dışında pek bir şey kazanamayız.
O yüzden kendinizi lütfen geliştirin gençler,boş durmayın,yine bir kaç yazı önce kitap listesi verdim,isteyene dizi hatta video bile önerebilirim,sosyal medya linklerim yukarıda duruyor.
Sayımızın artmasını istemektense,kaliteli olup 10 insanla beraber mücadele etmeyi tercih ederim.
Ali Şeriati'nin çok güzel bir sözü var 'Bir hakikatı yok etmek istiyorsan;ona saldırma, onu kötü savun' haa işte bu söz misali size tavsiyelerim.
Yine uslubunuza dikkat edin gençler, uslup konusunda maalesef baştaki amatörlüklerimiz yüzünden çok insan kaybettik,hiç bir şekilde karşınızdakiyle dalga geçmeyin,anlamaya çalışın,asla ve asla kızmayın.
Siz onlara kanıt getirdikçe,onlar size büyük ihtimal programda Ebubekir Sifil'in yaptığı gibi hakaret etmeye başlayacaktır.
Takmayın, zaten karikateist ateistleri ve tarikat bağlılarından uzak durun,tarikat bağlılalarından asla ilim öğrenilmez diyebilirim.
Zaten anasını satayım ülkede iş bulamayan bir cemaat kuruyor,mürid şeyhinin ilminden bi haber şekilde ona tabii oluyor.
Bir söz vardır 'Cahilin sofusu,şeytanın maskarası olur' diye haa işte tam o kıvamdalar, uğraşın ama çok uğraşmayın,mazallah kafanızı falan keserler.
Özellikle ateist arkadaşlarınız karşısında sohbeti siz açmaya çalışmayın,zaten karşınızdaki kişi dinle ilgilendiğinizi anladığında size sorular soracaktır,sizde ona uygun cevaplar vermeye çalışın,dalga geçiyorsa sizde uyduruk hadislerle dalga geçin ve İslam'a ısıtmaya çalışın.
Ama unutmayın onların üzerinde bir zorba değilsiniz ve herkeste inanmak zorunda değil,kendinizi yıpratmayın.
Haa birde diyanet yazdık başlığa ama çok uzun yazmayacağım bu konuda. Mehmet Görmez'in diyanetin başından alınacağına dair söylentiler dolaşıyor.
Alınsın arkadaşım,zaten hangi diyanet başkanı bu harekete destek vermiş ki? Evet Görmez'in çok güzel çıkışları oldu ama lafta kaldı.
Gönül ister reformist bir hoca gelsin,lakin hiçte öyle olacağa benzemiyor,bizi ve bu hareketi zor günler bekliyor gençler,şimdi daha da sıkı çalışın,asla yorulmayın.
Haydee,görüşürüz
Mail; emirhan.559@hotmail.com Youtube ve Spotify:İbrahim'in Baltasi İnstagram:emirxix
25 Temmuz 2017 Salı
Eski Fotoğraflar ve Günümüz
Eskiden fotoğrafların bir anlamı vardı...
Ailedekiler toplanır,dostlar çağırılır ve eski fotoğraflar açılıp 'Ah o eski günler' denirdi,o zamanlara gidilirdi,tozlanmış fotoğraflar ile...
Fotoğraftaki samimiyeti görebiliyormusunuz? En güzel şekilde kıyafetler giyilmis,saclar yapilmis ve bir defa verilecek olan pozun farkina varilip fotograf cekilmis.
Hele video kaydiniz varsa,daha havaliydiniz eskiden..
Simdi ise '10 sn'lik fotograflar cekiliyoruz..
'Hadi kanka snap atalim' basitlestirilmesine gitti olay..
Sadece fotograflar mi boyle? Muzikler,filmler hersey basitlesti..
Ailedekiler toplanır,dostlar çağırılır ve eski fotoğraflar açılıp 'Ah o eski günler' denirdi,o zamanlara gidilirdi,tozlanmış fotoğraflar ile...
Fotoğraftaki samimiyeti görebiliyormusunuz? En güzel şekilde kıyafetler giyilmis,saclar yapilmis ve bir defa verilecek olan pozun farkina varilip fotograf cekilmis.
Hele video kaydiniz varsa,daha havaliydiniz eskiden..
Simdi ise '10 sn'lik fotograflar cekiliyoruz..
'Hadi kanka snap atalim' basitlestirilmesine gitti olay..
Sadece fotograflar mi boyle? Muzikler,filmler hersey basitlesti..
Bir kaset arşivim var,her yerden topluyorum,o kasedi bulmanın heyecanını size anlatamam,şimdi ise her şey bir tıkla elinizde..
Bilgide basitleşti,ilmin namusu denilen şey kalmadı,herkes her istediğini rahat rahat konuşabiliyor,vikipedinin kapanmasına sevinen nadir kişilerdenim herhalde.
Dunyayi gri gormemizin sebebini oyle komplolara,florurlere baglamaya gerek yok..
Hersey ortada degil mi?
Dunyayi gri gormemizin sebebini oyle komplolara,florurlere baglamaya gerek yok..
Hersey ortada degil mi?
20 Temmuz 2017 Perşembe
Kehf Suresi ve Benim Küçük Tatlı Depresyonum
Tekrardan merhaba;
Olm bazen blogun amacını falan sorguluyosunuz,gerek sosyal medyadan,gerek blog yorumlarından falan,şunu diyebilirim blogun bi amacı yok knk.
Zaten girişte en yukarıda buraya depresyonumu kusmaya geldiğimi söylemiştim,aslında yavaş yavaş aşıyorum da gibi.
İnanırmısınız bilmem ama,ben hiç mutsuz olmuyorum lan genelde,yani şuana kadar olmadım,en son ciddili sünnetimde falan ağladım herhalde.
Ama son dönemlerde bi depresyon halindeydim,modern ortam romantikleri yazım var orda istiyosanız bi bakın,zaten genel olarak anlayacaksınız bu depresyonun sebebini.
Evet her insan bütün insanlardan şikayetçi,her insan ülkeyi kendinin kurtarabileceğini söylüyor,her insan dünyanın daha iyi bi yer olabileceğini bazı şeyleri yapmazsak bunun gerçekleşebileceğini söylüyor ama bu söylediklerini kendisi de yapıyor.
Aslında benim sıkıntım diğer insanlardan biraz daha farklı,iyi bi gözlemci olduğumu düşünüyorum,geleceğimizin de tehlikede olduğunu söyleyebilirim.
Ha bu gelecek tehlikesi şey olarak algılanmasın 'AKEPE HÜKÜMETİ ÜLKEYİ NE HALE GETİRDİ' olarak algılanmasın.
Biz kendi kendimizi ne hale getiriyoruz haberimiz yok. Verdiler elimize tabletleri,telefonları her gün parmağımızı yalayıp aşağı yukarı takılıyoruz,instagramda karı kız fotolarına bakıyoruz,kızlar erkek fotolarına bakıyolar,sonra o kızlar whatsapp gruplarında eleştiriyolar falan böyle bi döngü.
Bide işte feminizmiydi yok komunizmiydi boş boş ideolojiler türedi,en cahili bile bilimin avamileşmesi yüzünden bişeyler söylüyo.
Zaten CHP'nin,AKP'nin,MHP'nin,HDP'nin,TKP'nin,LDP'nin putlarına tek tek sövmek istiyorum bazen,ki yapıyorumda...
Aga adamlara 'yaratıcı bile tartışılır' adamlar gelip yok 'Atatürk tartışılamaz,yok RTE tartışılamaz,yok Kürtçülük tartışılamaz,yok ülkücülük,yok liberalizm yok Stalin' falan tartışılamaz diyolar çıldırıyorum.
Zaten 60 70 yılınız var hayatınızı yaşayın Allah aşkına!
Bilmiyorum kaç kişi ile hem fikirim bu konuda?
Eskiden Aristo'nun Aristokrasisini veya Platon'un Devlet'ini çok ciddi eleştirirdim ama şimdi düşününce adamlara da hak veriyorum (Aristo'nun köleciliğini falan hala eleştiriyorum tabi,bide Konfücyus falan bokumu yesin)
Her neyse benim depresyonum sizi çokta ilgilendirmez. Bunu nasıl aştığım sizi daha çok ilgilendirir bence.
Malcolm X'in bir sözü var bildiniz mi?
'İnsanlar bir adamın bütün hayatının tek bir kitapla değişebileceğine inanmıyorlar!' diye.
Olm o kadar haklı ve güzel bi söz ki anlatamam,işte benim hayatımda Kuran ile değişti.
Eğer Kuran ile tanışmasaydım intihar edecektim,Nouman Ali diye bi abimiz var bi videosuna denk geldim diyordu ki:
'Kuran toplumsal sorunlardan önce,benim kişisel problemlerime cevap veren mucize bir kitap' dostum kesinlikle öyle.
Müzemmil suresi ilk adımdı benim için Kuran'a bi sorunumu böyle çözmüştüm,hala da ilham kaynağımdır.
Şimdi ise normalde hiç takmazdım ama bi kaç arkadaşımla sohbetimden sonra toplumsal bozukluklardan,cinsiyetlerin basitleşmesinden,herkesin istediği gibi görünmesinden,geçmiş yazılarımda belirttiğim gibi salakça ideolojilerden ve sosyal medyadan bıkkınlık geldi.
Bunun üzerine sıkı şeyler yaşadım,konuşmamda yavaşlama,cümle kuramama bile oldu lan.
Sonra ise bi süredir okumayı bıraktığım Kuran'dan bir sayfa açtım ve karşıma gelen şey KEHF suresi idi.
Ve bu süre yazmak için motivasyonumu tekrar arttırdı olm,ciddi anlamda mucize bir şey.
Şimdi inceleyeceğiz hep beraber,umarım sizede ilham olur ve bi süreliğine toplumsal streslerden kurtulmanıza yarar.
9-YOKSA SEN,mağara arkadaşlarını ve yazma nüshalarını ayetlerimizden şaşılacak bir olay mı sandın?
10-Hani o gençler mağaraya çekilmişler ve şöyle demişlerdi: "Ey rabbimiz,üzerimizden sevgi ve merhametini eksik etme ve içinde bulunduğumuz şartlarda bizi doğruluktan ayırma"
11-Böylece mağarada onların kulaklarını,yıllarca dış dünyaya kapatarak ayırdık.
12-Sonra da onları hayata döndürdük ki mağarada geçen sürenin iki açıdan farkını gösterelim.
13-Biz sana onların kıssalarını hak olarak naklediyoruz. Hakikaten bunlar, rablerine canı gönülden iman eden gençlerdi. Biz de doğru yolda olma bilinçlerini artırmştır.
14-Yürekleri öyle sağlamdı ki başkaldırarak haykırmışlardı "Bizim rabbimiz göklerin ve erin rabbidir. Ondan başka bir tanrıya kesinlikle tapmayacağız. Aksi halde saçma sapan bir iş yapmış oluruz"
15-Şunlar,şu bizim halkımız,tuttular ondan başka ilahlar edindiler. Onların tanrı olduğuna açık bir delil getirselerdi ya! Allah'a yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?
16-İçlerinden bir ses "Madem öyle onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından uzaklaşmayı tercih ettiniz. O halde mağaraya çekilin. Üzerimize Rabbiniz sevgi ve merhametini yağdırsın ve size bu şartlarda bir çıkış yolu hazırlasın" dedi.
17-Güneşin o mağaranın üzerinden sağdan sola,soldan sağa doğup battığını görürdün. İşte bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi desteklerse böyle doğru yolda yürütür.
18-Baksan onları uyanık sanırdın,halbuki uykudaydılar. Biz onları sağa sola çevirirdik; köpekleri de giriş kısmında dirseklerini uzatmıştı. Onları görseydin mutlaka kaçar ve ürperti ile dolardı.
19-Derken onları hayata döndürdük,olup biteni birbirlerine sormaya başladılar. İçlerinden biri: "Ne kadar kaldınız dedi. "Bir gün yahut daha az" dediler. Bir kısmı da "Ne kadar kaldığınızı rabbiniz daha iyi bilir. Neyse şimdi şu parayla biriniz şehre gitsin de yiyecek bir şeyler alıp gelsin,ama dikkat edin,kimse şüphe uyandırmasın"
20-Çünkü yakalanırsa kesin öldürürler yahut dinlerine döndürürler,bu durumda kurtulmak çok zordur.
21-Böylece onları haberdar ettik ki,Allah'ın vadinin hak olduğunu ve kıyamet gününün gerçek oduğunu bilsinler. O sırada halk arasında bu olay tartışılıyordu: "Onların hatırasına bir anıt dikin. Neler olup bittiğini rableri daha iyi bilir" Tekliflerinde ısrarlı diğerleri ise: "Buraya kesinlikle bir mescit yapmalıyız!" dediler.
22-Şimdi "onlar üç kişiydiler,dördüncüleri köpekleriydi" diyecekler. Yok "beş kişiydiler altıncıları köpekleriydi" diyecekler. Söyle onlara "Onların sayısını rabbim bilir,onları çok az kimseden başkası bilmez" Şu halde onlar hakkında açık olarak ortaya konandan başkasını tartışma. Onlar hakkında artık hiç kimseye bir şey sorma.
23-HİÇ BİR ŞEY HAKKINDA DA BUNU MUHAKKAK YARIN YAPARIM DEME (Sadece büyük yazmak istedim ana konumuz bunla ilgili olmayacak ama buda rabbimizden güzel bir mesaj)
24-Allah'ı hesaba katmaksızın konuşma. Unuttuğun zamanda Allah'ı an ve şöyle söyle: "Umarım rabbim beni en yakın zamanda başarıya ulaştırır."
25-"Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldılar,dokuz daha ilave ettiler" diyenlere söyle. "Ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. Onun gibi işitmek,Onun gibi görmek ne mümkün! Allah'tan başka sığınılacak dost yoktur. Allah hükmünde kimseyi ortak yapmaz.
Birde bu kıssadan sonra anlatılan iki bahçe sahibi kıssası var onu tamamen yazıp anlatmayacak olsam da surenin 45 ve 46.ayetlerini yazmadan geçmek istemedim.
45-Anlat onlara dünya hayatının neye benzediğini. Gökten indirdiğimiz bir su gibidir dünya hayatı...
Nasıl ki onun yağmasıyla yeryüzünden bin bir çeşit bitki biter,birbirine karışır,sonunda rüzgarın önünde savrulan bir çöpe döner,işte öyle...
Allah'ın her şeye gücü yer.
46-Mal,mülk ve oğullar dünya hayatının süsüdür. Kalıcı olan iyilik,güzellik ve doğruluk ise Rabbinin katında çok daha değerlidir. ÜMİT VAR OLMAK İÇİN YETERLİ SEBEPTİR.
Şimdi olm diğer 2 kıssaya değinmeyeceğim zaten yazı gayet uzun oldu. Korkmayın tefsir tadında birşey olmayacak ama azıcık konusuna değinmeden geçemeyeceğim. Daha sonra mesajınıda anlatacağım inşallah surenin.
Sureden anladığımız kadarıyla İslam'dan öncede bu hikaye bol bol anlatılırmış. Zaten bugün çoğu yerde bu gençlerin kaldığı söylenen mağaralar var anasını satayım. Hatta bi arkadaşımdan duymuştum bu mağaralara gidip duvarları yalayanlar varmış,ciddiyim he.
Bugün 'Kumran Metinleri' diye yazıtlar var,İsrail'de bulunmuşlar,bu yazıların bahsedilen kişilere falan ait olduğunu söylüyorlar hatta bu kişilerin 'Essaniler' denen topluluktan olabileceğini söyleyenler de var.
Öyle 7 kişilermiş,yok efendim şu kadar yıl uyudular falan bunlarda hep hikayedir sayısını ve ne kadar kaldıklarını en doğru Allah bilir.
Şimdi gelelim alınacak olan mesaja,bu gençler dinlerini gayet gizli gizli sürdürebilirlerdi fakat duyurmayı,hatta başkaldırmayı tercih ediyorlar.
Eh devlete baş kaldıranın kellesi alınır,bu bizde de böyledir,haliyle bir mağaraya sığınıyorlar ve oradan çıkmıyorlar.
Bu gençlerin başında öyle sakallı,hafız,molla diye geçinen amcalarda yok,kendi çaplarında seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Peki bugün özellikle beyler bir araya gelince ne yapıyoruz biz ya? Aklımızı daha iyi çalıştıracağına bazen çok fazla saçmalıyoruz,şahsen ben bundan zevk alıyorum ama Allah bu konuyu gençler üzerinden anlatarak mesajı vermiş.
Ve gençler 10.ayette anlatıldığı gibi bir dua ediyorlar ne o dua? 'Bizi doğruluktan ayırma' demek ki toplumda din dışında da yanlış giden şeyler var.
Yıllarca dış dünyadan,haber almadan,mağaralarda yaşadılar.
Daha sonra ise dışarı çıkıp yemek araya başladılar,dikkat çekmekten korkuyorlar ama mağarada yıllarca kaldıkları için dikkat çekmemeleri neredeyse imkansız,çağ değişiyor,para,kıyafet herşey değişiyor.
Şimdi bu sureyi günümüze nasıl uyarlayacağız? Mağarada mı yaşayalım?
Tabii ki de hayır,fakat ben şahsen depresyonumdan yazarak kurtulmaya başladım,benim mağaram blogumdu,benim mağaram kelimelerimdi...
Dünyada ki kötülükten,insanlardan Kuran'a sığınmak benim mağaramdı, şuan dünyanın her tarafı kötülüklerle dolu,hiç bakmayın o iyilik meleğine dönüşen insanlara her insanın içinde bencillik vardır,ne olacağı belli değildir.
Yazının başında saydığım sebepler,geçmiş yazılarımdaki sebepler bile kendimize bir mağara bulmamıza yeterli olan sebepler.
Dünya daha yaşanılamaz bir yer olmadan,insanlar robotlaşmaya daha çok başlamadan,bir şeyler yapmaya başlayın,iyi düşünün,herşeyi iyi planlayın ama unutmayın 'BUNU MUHAKKAK YAPARIM' da demeyin,dün ölen Harun Kolçak'ın son attığı tweet bile ne kadar hoş değil mi?
O yüzden mağaralarınıza kaçın,orada kalın ve düşünün sonra gençlerin dışarı çıktığı gibi dışarı çıkın ve artık pasif iyi olmaktan aktif iyi olmaya geçin!!!
Ve yine Allah'ın Kehf suresinde buyurduğu gibi 'Ümit var olmak için yeterli bir sebeptir'
15 Temmuz 2017 Cumartesi
Modern Ortam Romantikleri
Başlığı çok sevdiğim flört grubundan çaldım evet nihahaha
Olm lan sosyal medyanın büyük çoğunluğunuzu ele geçirdiğinin farkındamısınız?
Şimdi başta ben söyleyeyeyim neden kapatmadığımı,blogum falan var işte, iyi güzel okunuyor,instadan falan paylaşıyorum genelde,belki bi kaçına denk gelirde böyle afallar bi.
Neyse olm sosyal medya çok geniş konu,bakın Black Mirror diye bi dizi var harikadır, kesinlikle izleyin,sosyal medyanın insanları nasıl ele geçirdiğini falan anlatıyor.
Başlayacaksanız bana kalırsa 2.sezondan başlayın,zaten bölümler,hikayeler falan hep farklı,sonra 3.sezona geçin en son 1.sezonu izlersiniz, zaten 1.sezon'da 2.bölüm dışında pek mesajta yok.
Neyse olm günümüz ilişkilerine gelicektim ben,abi sokakta gördüğünüz kızlara laf attığınız zaman veya sikeyim lafı, tanışmak bile istediğiniz zaman direkt aldığınız tepki 'salak' oluyor dimi?
Ama aynı kızlara falan instagramda yazsanız,sikseler rahatsız olmaz. Olm bu ne mantıksızlık lan?
Olay şu ki eskiden bi barda falan gördüğünüz kıza gidip tanışmak istediğiniz zaman, kız genelde rahatsız olmaz,normal karşılardı ama şimdi öylemi amına koyim,kızın elinde instagram diye bişey var 4-5 milyon erkek avucunda kızın,istediğini seçiyo,bizimkilerde am biti zaten hop atlıyolar direkt.
Ama kız genelde böyle 50 k takipçili çocuğa gider,zekanın falan ne önemi var ki zaten? Kıza 'Egzisyantalizm' dediğin anda kız sana 'O ne be hangi yörenin yemeği' falan diyor.
Cahillik diz boyu,adamla geçen gün 'Din kitlelerin afyonudur' sözünü kim söylemiştir diye tartıştık,cahil oç tutturmuş Turan Dursun diye, ya bilader niye tartıştığımı,niye hayatımdan vakit ayırdığımı da bilsem gerçi.
Neyse sosyal medyada insanlar,istediği kılığa bürünebiliyo mesela. Ne olmak istiyosa o abi adam 'ben buyum,beni böyle görün' diyen kızlar/erkekler gerçek hayatta daha da farklı,aşağılık kompleksi yaşayan tipler.
Herkes,her gün barda tatilde amk,yalan lan onlar,aslında kimse mutlu değil. Bugün normal su içerken falan fotoğraf paylaştım mesela 'nabıyo bu deli' gibi bi ton tepki aldım. (150 takipçim falan var)
Kızların kendini pazarlamaya çalışması,üstüne öyle olmadığını iddaa etmeleri çok mide bulandırıcı,ayrı bi olay zaten. Olm Tinder diye bi uygulama var tamam mı,beğendiğini sağa,beğenmediğini sola atıyosun hahahaha geldiğimiz noktaya bak abi.
Sonra 'neden aldatmalar,yuva yıkılmaları arttı?' diye konuşuruz tabi. Oğlanın da,kızında konuşacağı binlerce kişi var çünkü...
Eskiden bira içerken köşelere saklardık,büyüklerimiz görecek veya çocuklar gelmesin diye şimdi 2 biraya kız sikiliyo olm.
Tacizlerin,tecavüzlerin sebeplerinin artmasını ne olarak görüyorsunuz siz? Sosyal medya ve diziler,herif gidiyor dizideki çocuk olmak istiyo,kız gidiyo dizideki kız olmak istiyo ve sonuç zikişe bağlanıyo bi şekilde.
Porno sektörüde zaten maşallah aldı gidiyor.
Biraz kafanızı kaldırıp bakın lan kitap okuyun,alın size burada listede hazırladım;
https://muhafazakarolmayanblog.blogspot.com.tr/2017/07/dinfelsefetarih-kitap-onerileri.html
Şimdi eminim aranızda 'ulan çocuk haklı' diyenler olacak,sonra yine gidecekler bildiklerini okumaya devam edecekler.
En çokta buna midem bulanıyo zaten,pasif iyi olmayın olm, 'çocuk haklı' deyip,insanları kınadığınız şeylerin aynısını siz yapıyorsunuz,yapmayın.
Şu dönemde ilişkiler konusunda şanssızsınız beyler,ben kaptım temizini ama darısı başınıza,tek gecelik falan da takılmayın öyle çok.
Sosyal medya aşklarından da uzak durun,bi karıyı basitçe düşürünce hemen sevinmeyin,şartlar onu sevgilisi olmaya zorluyor,sistemin dayattığı 'sevgilin yok mu lan senin daha?' olayına kapılmayın,kalpten sevin,tenleri dokundurun olm birbirinize,aşın olm artık bunları.
Arada sokağa çıkın,kendinizi geliştirin falan,burada,diğer sözlüklerde falan anancılarla uğraşmayın artık.
Hadi Allaha emanet.
DİPNOT:olm yazı cinsiyetçi falan değil öyle algılamayın gözünüzü seveyim
Din,Felsefe,Tarih Kitap Önerileri
Merhaba lan;
Bayadır bi liste istiyodunuz, anca hazırladım. Şaka şaka üşendiğim için şimdi hazırlayabildim,neyse şimdi uzatmadan gelelim kitaplara.
DİN;
1-Gençler öncelikle bi 'İslam Nedir,ne değildir?' deyip adam akıllı bi tefsir alıp okuyoruz.
Tavsiyem İhsan Eliaçık tefsiri,biraz daha üst seviye için Mevdudi veya Razi tefsiridir.
Fakat Mevdudi ile Razi'de çok gelenekselcilikten kurtulamamış gibiler.
Meal olarak ise Edip Yüksel'i tavsiye ederim alternatif olarak Mustafa İslamoğlu.
2-Kitabı Mukaddes;
Gençler kendi dinimiz bitince,diğer kutsal kitaplara da bi göz atın derim.
Ben şahsen Budizm'den okuyup çok etkilensem de,bir tanrı inancı olmadığı için İslam'ı seçtim.
Ayrıca Hristiyan-Musevi misyonerleriyle de tartışmanız rahat geçer
3-Dine Karşı Din;
Aslında 'Ali Şeriati' deyip susmak gerekir. En baş eseri belki İslam'da reformu başlatan en sağlam kitaplardandır 'Dine Karşı Din' bu kitabının dışında, 'İnsan,İnsanın Dört Zindanı,Marksizm,Anne Baba Biz Suçluyuz,Dinler Tarihi' kısacası tüm kitapları kesin tavsiyedir.
4-Allah'a Öğretilen Din;
Emre Dorman'ın yazdığı harika bir kitap. Alternatif olarak 'Uydurulan Din'den Kuran'daki Din' kitabına da bakabiliriz.
Din hakkında yıllardır arap gelenekselciliği diye yutturulan şeyleri görmeniz gerektiğini düşünüyorum artık.
5-Kader Risalesi ve Şerhi;
Hasan El Basri'nin yazdığı,şu dönemde en çok tartışılan konulardan biri 'Kader' konusu. Bu konu hakkında aslında çok tatmin edici cevaplar var. Yani bir yazı olarak ileride yazarmıyım? Yazarsam da bu kaynaktan sağladığım bilgiler ile yazarım. O yüzden kafanızda karışıklık varsa ilk bakmanız gereken 'Emevi Kaderciliği'ne karşı bu kitap olsun
6-Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı- (Allah'ın Varlığının 12 Delili)
Caner Taslaman'ın bu muazzam kitaplarını okumalısınız. Evrim Teorisi bize sürekli ateist inancı olarak dayatıldı. Fakat İslam ile ne Evrim ne de Kuantumun çelişen bir yeri yoktur.
O yüzden kesin tavsiyelerimden biri de bu kitaptır.
7-Yanılmışım Tanrı Varmış;
Uzun hayatını ateist olarak geçiren Anthony Flew'in tanrıyı buluşunda alacağımız çok mesaj var. Gönlü tam mutmain olmayan kardeşlerimiz bunu okuyabilir.
8-Kur'an Hiç Tükenmeyen Mucize;
Kuran'da anlatılan geleceğe dair hem tarihi,hemde bilimsel yönden irdeleyen,bunların doğru mu yanlış mı olduğunu anlatan,Kuran araştırma grubunun yayınladığı güzel bir eser.
9-Osmanlı'da İslamiyet ve Devlet;
Halil İnalcık'ın genelde fetvayı ve dönemin İslam anlayışını irdelediği güzel bir kitap.
Aklı başında olan İslam dinini benimseyenler, Osmanlı ile İslam arasında bir çok çelişki olduğunu bilir.
O yüzden bu eseri 'Osmanlı'da Sünnilik ve Devlet' diiye de adlandırabiliriz.
10-Hz.Peygamber ve Mucize;
Aslında İhsan Eliaçık tefsirini aldıktan sonra kafanızda mucize kavramı oturur. Hatta herhangi bir meal ile mucize olayı anlaşılabilir. Her mucizenin mucize olmayan açıklamaları vardır. İsrafil Balcı'nın bu kitabınıda tavsiye ederim.
11-Çağımızın Vebası Şirk
Bayraktar Bayraklı'nın bu kitabı da okunmaya değer bir kitaptır. Günümüzde tarikat,şeyh kavramlarının insanları nasıl şirke götürdüğünü anlatan güzel bir kitap.
12-Bana Dinden Bahset
İhsan Eliaçık bu kitabıyla aslında dinin direğinin namaz değil,yardımlaşma olduğunu anlatıyor. Okunmaya,üstünde tartışılmaya değer bir kitap.
"Ebu Cehil'in derdi namaz değil,Bilal ile eşit olmamayı istemekti."
13-Üç Muhammed;
Mustafa İslamoğlu'nun çok tepki çeken bu kitabı okunmaya değer bir kitap. Tarikatçı kafanın uydurduğu Muhammed peygamber ve Kuranda ki Muhammed'i anlatan en güzel kitaplardan biridir.
Hayatını imcelemek isteyenler için başka bir kaynakta Muhammed Hamidullah'ın kitabıdır.
14-Arkadaşlar 14.sırada tabiki de kitapları var,hepsine de bakmanızı isterim ama Edip Yüksel'in videolarının daha faydalı olacağını düşünüyorum buna da iyi izlemeler diyelim.
FELSEFE;
1-Çizgilerle Felsefe;
Rius'un karikatürlerle anlattığı bu kitap felsefeye girişin bendeki temel kitabıdır. Hem anlattığı basitlik,hem eğlenceli olması büyük artıdır.
Artık sizde havalı cümleler kurup anancılığı bırakırsınız umasrım.
2-Bir Yogi'nin Otobiyografisi;
Aslında bu kitabı din kısmında da yazabilirdim fakat, bu alana girdiğini düşündüm. Batı felsefesi sizi düşünmeye,doğu felsefesi ise huzura teşvik eder.
Paramahansa'da bunu en iyi yapanlardan. Hayatı ve felsefesi okuyup anlamaya değer.
3-Sokrates'in Savunması;
Kült bir eser olan bu kitap,hem ikna kabiliyetinizi hem de soru sorma sanatının inceliğini öğretmekle kalmaz Antik Yunan hakkında,davanızdan asla vazgeçmemeniz hakkında bir ton bilgi verir.
Bana göre peygamber olan Sokrates'i de burada analım.
4-Cinsellik Üzerine;
Hepinizin kafasında olan 'Ulan bu pedofili,eşcinsellik,zoofili falan bu adamlar manyak mı?' sorusunun cevabını psikolojik açıdan en güzel anlatan eserlerden biri Freud'un yazdığı bu kitap.
Freud'un topluluklarla ilgili kitaplarıda okunabilir.
Ayrıca Schopenhauer'in Cinsel Aşkın Metafiziği kitabıda harikadır.
5-Deliliğe Övgü;
Ya insanlar neden delirir? Nedir bu delilik? Övülmesi gereken bir şey mi? Yoksa yadırganması gereken bir şey mi? Erasmus bu kitabında ikisini de fazlasıyla yapıyor.
Sewuşen'in hayatına da bi göz atın aga tuhaf.
6-Hayatın Anlamı;
Hiç öyle 'Hayatın anlamını çözeceğim' kafasıyla yaklaşmayın bu kitaba. Herkes için hayat farklı şeyler ifade eder. Ama benim en sevdiğim filozof olan Schopenhauer bu konuda size çok fazla şey katar.
Bana kalırsa Schopen'in de bütün kitaplarını okuyun. Öğreneceğiniz/miz çok şey var bu adamdan.
Özellikle Aşk Üzerine,Siyaset Üzerine,Okumak Üzerine gibi bütün kitapları okuyun teşekkür edeceksiniz bana.
7-Sisifos Söyleni;
“Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.”
Bu cümle bile Albert Camus'un şaheserini okumaya değer.
8-Sınırlar,Kimlik,Ulus,Devlet;
Hasting Donnan tıpkı kitabın adından da anlaşılacağı gibi,milliyetçiliğin bağlı olduğu şeyleri ve neden doğduklarını anlatıyor.
Sınırların hangi psikolojiyle neden çizildiği,niye bunlar için savaştığımızı anlatan hoş bir kitap.
9-Batı Felsefesi Tarihi;
Bertrand Russell'ın bu şaheserini okuduktan sonra,yavaş yavaş konuşmanızda ağırlık, 'Ulan ne değişik düşünüyor bu insanlar' tepkilerini vermeye başlayabiirsiniz hadi h.o
10-Dhammapada
Arkadaşlar aslında Felsefe açısından sayabileceğim,yazacağım bir çok kitap var ama sayıyı sınırlı tutmak istiyorum.
Dhammapada'da doğu felsefesinin en temel kitaplarından biridir. Çıkarmamız gereken çok şey olduğunu düşünüyorum.
Uppanişadlar ve Siddhartha'ya da bakabilirsiniz.
11-Egzisyantalizm;
Sartre'nin ideolojisi kimilerine göre boş,kimilerine göre dolu. Bana kalsa Sartre uzmanı diye bir meslek dalı bile kurulabilir.
Sartre'nin egzisyantalizmi kesinlikle incelemeye değer.
12-Özgürlüğe Uçuş;
Guzman bu kitabında 'Mutluluk', 'Gençlik' gibi terimlerden bahseder,kafamızda olan bütün sorulara 21 makale ile cevap vermeye çalışır.
Tavsiye edeceğim diğer kitaplardan biri de budur.
13-Dünyamıza Bakış;
Hayatın anlamını dünyanın en zeki adamından okumak istemezmisiniz? Onun da tabiki bu dünya hakkında fikirleri var. Einsteın bilim kadar burada da döktürmüştür.
14-Hayatın Kaynağı;
Tabiki de Beauvoir gibi feminist bir filozofu tavsiye etmeyecektim. Ayn Rand tarihin en iyi kadın filozofu değil,en iyi filozoflarındandır.
Ayn Rand'ın bu kitabı 1000 küsur sayfa da olsa ne yapın, ne edin okuyun. Size çok şey katacaktır.
15-Korku Üzerine;
Kitap adı üzerinde 'Korku'dan bahsediyor ve bunu felsefi olarak irdeliyor. Zihnimizi nasıl köreltir? Toplumda bizi nasıl gösterir?
Özellikle Krishnamurti gibi bir adamdan bunu okumak harika.
Leonard Cohen'in, Steve Jobs'un neden Hindistan'a gittiği belli aga.
Felsefe listesine Kant,Hegel,Nietszche gibi bir çok kişi daha ekleyebilirdim gençler. Ama dediğim gibi listeyi kısıtlı tutup,sizi de daha fazla sıkmayayım diyorum. Zaten ekstra şeyler isteyenler her türlü ulaşır ehuhe,yorum bırakmanız bile yeter.
Şimdi geçelim Tarihe...
1-Dünya Tarihi;
Arkadaşlar Susan Wise Bauer'in bu 4 ciltlik kitabı Dünya Tarihi'ne sıfırdan başlayanlar için güzel ve eğlenceli bir kaynaktır.
İlk Çağ'dan 2000'li yıllara kadar anlatır. Daha ileri seviye isteyenlere Ponting ve J.M Roberts'in kitaplarını öneririm
2-Osmanlı Tarihi;
İsmail Hakkı Uzunçarşılı....
İlk Tarihçilerimizden biri,hayatı kütüphanelerde geçmiş ve kütüphanede çlmüş bir adam. İlk 6 cildini kendisi geri kalanını Enver Ziya Karal yazmıştır.
Bu bana ağır gelenlere, Nicolae Jorga ve Halil İnalcık Üstadın kitaplarını öneririm.
Yok bunlarda ağır derseniz Erhan Afyoncu'nun 'Sorularla Osmanlı İmparatorluğu' kitabıda güzeldir.
3-Ama Hangi Atatürk?
Taha Akyol'un bu harika kitabı şahsen bende Atatürk'e bir önyargı varsa bile hepsini aldı,tek anlamıyla götürdü.
Atatürk'ün İhtilal Hukuku kitabı ile beraber okunursa daha da zevk alınır. Türk tarihinde yazılmış en objektif Atatürk kitaplarıdır.
Ayrıca Lozan ile ilgili araştırmaları da bakmaya değer.
4-Türklerin Tarihi;
İlber Ortaylı'nın bu kitabı Türkler'e sıfırdan başlamak isteyenler için güzel bir kaynaktır. Bu kitapta 2 cilt olup, hocanın ilerleyen zamanlarında çıkaracağı kitaplara taban oluşturur.
5-Modern Türkiye Tarihi;
Findley'in bu kitabı Tanzimat'tan günümüze kadar gelir neredeyse. Hiç bir Türk böyle güzel bir detaylı Türk tarihi yazamamıştır.
Ya da benim haberim yok. Ne yapın ne edin okuyun.
6-Modern Ortadoğu Tarihi;
Çok eski tarihlerden yine günümüze kadar anlatan harika bir kitap. Bana kalırsa bu alanda Lewis'in kitabınıda geride bırakmıştır.
Galvin okumaya değer bir yazar. Fakat günümüz için 'Noluyo olm bu araplara' diyorsanız Hüsnü Mahalli'nin 'Al Sana Bahar' kitabı harikadır.
7-Türk Milli Kültürü;
İbrahim Kafesoğlu'nun bu kitabı zaten bir çok üniversite de hala okunur. Üstüne bir kitap daha eklenmemiştir.
Çoğu Türk kavmi ve geleneğini detaylarıyla anlatır. Ziya Gökalp'in Türk Medeniyet Tarihi kitabı ile beraber okunursa muazzam olur.
8-Ermeni Dosyası;
'Ne ettik la biz bu Ermeni'lere?' diyenler varsa 'Ne etti la bu Ermeni'ler bize?' diye cevap vermemiz gerekir.
Ermeni olaylarını TTK'tan çıkma olan bu kitap tam anlamıyla objektif bir şekilde anlatmaktadır.
Yani birşeyler sallamadan bi okuyun olm.
Yazarın 'Türk ve Sovyet İlişkileri' kitabıda güzeldir.
9-Hitler'e Sordunuz Mu?
HEİL HİTLER diye bağırmadan önce bi durun. 2.Dünya Savaşını Hitler'in gözünden yaşamak istermisiniz?
Dostum bu kitabın yazarı olan herif tam bir manyak. Atakan Büyükdağ bence bu işi iyi yapan yeni nesil tarihçiler arasında en iyisi.
Hesaplaşma ve Kavgamız kitapları da şiddetle tavsiyedir.
10-İstiklal Savaşımız;
Kazım Karabekir'in bu kitabının başından çok şey geçmiştir. Sırf o hikayeler için bile okunur.
Ayrıca 1.Dünya Savaşı'nı, Mustafa Kemal'in silah arkadaşlarının anılarından okumanız sizin için daha iyi olur.
11-Fatih Sultan Mehmet;
Arkadaşlar normalde buraya şahsi bir biyografi kitabı eklemeyecektim ama Babinger'in bu kitabı her kütüphanede olmalı.
Biraz da biz ceddimizle gurur duyak.
Çünkü Nutuk'ta bahsedilmeyen belki de bahsedilemeyen bir çok şey var.
Listeyi bitirmeden önce aklımda kalan bir kaç tarih kitabınıda açıklama yazmadan,düşeyim buraya.
-İnsanlık Tarihi-Mcneil
-Halkların Dünya Tarihi-Chris Harmann
-Kendini Yaratan İnsan-Gordon Childe
Arkadaşlar ayrıca Enver ve Şahbaba (Vahdettin) kitaplarını da Murat Bardakçı'dan okumanızı tavsiye ederim.
Alta sorularınız olursa yorum olarak bırakabilirsiniz. Tabikide daha yazamadıklarım var :)
Roman isteyen vs. olursa yazmak istemedim ama 1984 tarzı mesaj içeren romanları severim,ayrıca Grange,Agatha Christie,Ahmet Ümit ve Klasikler'de hoştirrr
3 Temmuz 2017 Pazartesi
Kuran'da Ekonomi Kavramı
Arkadaşlar tekrardan merhaba blogu bugün açmama rağmen güzel bi görüntüleme sayısına ulaştık diyebilirim :)
Bu yazım için bir kaç ay uğraşıp veri topladım ve ciddi bir şey ortaya çıktı diye düşünüyorum.
Baştan belirteyim,yanlarında bulunan rakamlar kaynak rakamlarıdır. İsteyenler yazının sonunda ilgili kaynaklara göz atabilir.
Yazım yanlışlarım varsa şimdiden hoş görün :)
İyi okumalar...
Bu yazım için bir kaç ay uğraşıp veri topladım ve ciddi bir şey ortaya çıktı diye düşünüyorum.
Baştan belirteyim,yanlarında bulunan rakamlar kaynak rakamlarıdır. İsteyenler yazının sonunda ilgili kaynaklara göz atabilir.
Yazım yanlışlarım varsa şimdiden hoş görün :)
İyi okumalar...
Öz
Kuran’ı Kerim diğer ideolojiler
gibi Ekonomi Kavramında’da fikir sunar.
Ülkemizde şuana kadar
birkaç eser dışında elle tutulur bir şey yazılmamıştır.
Muhammed peygamberin Mekke
döneminde bu kavram oturmamışsa bile, Medine’ye hicret ve Bedir savaşının
yapılması ile uygulanmaya başlanmıştır.
Daha sonra İslam başlılığı
için başlayan iktidar savaşları,dine Kuran’la çelişen bir çok hadisin sokulması,Allah’ın
Kuran’da yasakladığı “Mezhep” kavramı yüzünden savaşların çıkması,”Kuranı
Arapça okuyun daha sevaptır” anlayışının Fussilet 44’e rağmen günümüze gelmesi,çoğu
insanın yabancı şarkıların Türkçe’sine bakıp Kuran’ı arapça okumaya devam
etmesi,(ironiktir hadisler,mezhep kavramları ve tarikat şartları her yerde
Türkçe okunur) Emevi dönemlerinin ardından binlerce hurafenin,Kuran’da bir kere
bile olumlu anlamda geçmeyen Evliya,Cemaat,Allah Dostu,Keramet,Mucize
kavramlarının dine girmesi,arap geleneklerinin din sayılması ile Kuran’ın
taşıdığı bir çok mesajın yanı sıra Ekonomi Kavramı’da tahribata uğramış,günümüzde
yeni yeni tartışılır duruma gelmiştir.
Türkiye’de ise din
Kuran’da herhangi bir cezaları belirtilmemesine rağmen=namaz,oruç,hac algısı
oluşmuştur. Abdestin 2 ayetle açıklandığı Kuran’da abdest hakkında 400 sayfa
kitap yazılması gibi şeyler ile Araf 26’da “Erdemlilik elbisesi sizin için daha
hayırlıdır” ayetine rağmen şekilciliğin öne çıktığı bu dönemde Allah’ın en çok
vurguladığı “Akledin” kavramı köşeye itilmiş “Aklı kenara koymadan asla cennete
gidemeyiz” diyen adamların anlattığı Kuran’da bir defa bile geçmeyen boş evliya
hikayeleri,insanlığa herhangi bir yararı olmayan mucizeler dinlenmeye
başlanmış,”Dirilere okuyun” denilen Yasin Suresi anlamı bilinmeden ağlaya
ağlaya ölülere okunmaya başlanmıştır. Tevhid kavramı ise yukarıda saydığım
sebeplerden dolayı itikadi bir kavrama dönüşmüştür. Bu kavramın unutulması
bugün İslam ülkelerinin bu hale gelmesinin en büyük sebebi olmuştur.
Oysa Kuran yukarıda
saydığımız şekilciliğe Maun Suresi ile (“Dini
yalanlayanı gördün mü? Öksüzü hor görür, Yoksulu doyurmaya teşvik etmez,O namaz
kılanların vay haline,Onların namazı boştur, gösteriş yapıyorlar,İhtiyaçların
yerine ulaşmasını engelliyorlar”) karşı çıkmış,Maun’un verdiği mesaj da
diğer çoğu şeyde olduğu gibi sadece Arapça anlamıyla ezberlenmiş, papağan edası
ile tekrarlanmaktan başka bir şey yapılmamıştır.
Belki de peygamberimizin
ahiretteki tek şikayeti olacak olan, Furkan 30’da geçen “Ümmetim Kuran’ı terk
etti” sözünün temel sebebi budur.
Bu anlayışın yarattığı en
büyük sorun sosyal-siyasal bir önerisi olmayan bir İslam yaratılmak
istenmesidir.
Diğer ideolojilerden
farklı olarak İslam ‘Zekat,Çalışanın Hakkının Verilmesi ve Faiz’ kavramları ile
ayrılır.
Ali Şeriati gibi yazarlar
kimseye sosyalizmi anlatmamıştır. İslam’ı anlatmıştır. Anlattığı İslam;
ezilenlerin,horlananların yanında duran eşitlikçi bir İslam’dır.
Oysa çağımızın
buhranlarından olan kapitalizm-komunizm gibi insanları ‘Ekonomik hayvan’ olarak
kavramlardan çıkış yolu olarak en iyi alternatiftlerden biridir.
Bu makale ile İslam’ın bir
ideoloji olduğunu anlayacak ve sizi umarım düşünmeye,sorgulamaya,gerçek dini
görmeye teşvik edecektir.
Anahtar Kelimeler: Kuran’da Ekonomi, İslam Ekonomi’si
EKONOMİ NEDİR?
Bugün ekonomi kavramı dünyada bütün ülkeleri-insanları etkileyen,
hakkında milyonlarca makale yazılan konulardan biridir. İslam’ın nasıl yönetim,
hukuk, insan ilişkileri gibi konularda kuralları varsa ekonomi hakkında da
Kuran’a dayalı bir model kurabilir.
Ekonomi kelimesi Yunanca “Oikonomia” kökünden gelmektedir. Oikonomia
ev ve çiftlik idaresi anlamına geliyor olsada günümüzde ise bu kelimeye daha
farklı anlamlar yüklenmiştir.[1]
Örneğin TDK'a göre; insanların yaşayabilmek adına üretme
ve ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu eylemlerinden doğan ilişkilerin
tümünü inceleyen bilim dalıdır.[2]
KURAN’I KERİM’DE EKONOMİK
KAVRAMLAR
Her ne kadar İslam ekonomik prensipler sunsa da bu hâlâ ciddi bir
çalışma konusu olarak ortaya konamamıştır.
Oysa yukarıda da bahsettiğim gibi İslam Hukuku kadar İslam Ekonomisi
de önemli bir alandır ve maalesef ki yeni yeni önemi anlaşılıyor.
İslam’ın ekonomi için getirdiği kurallar, Kuran'dan çıkarılıp ortaya
konunca İslam’ın ekonomik modeli teorik olarak ortaya çıkacaktır.
Kuran’ı Kerimde bazı temel ekonomik terimler açıklanmıştır; Ücret:
"O kadınları, gücünüz oranında, oturduğunuz yerde oturtun. Ayrılmaya
zorlamak için onları rahatsız etmeyin. Gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar
onların geçimlerini sağlayın. Sizin için emzirirlerse ücretlerini ödeyin.
Aranızda güzel bir ilişki kurun. Güçlükle karşılaşırsanız, onu başka bir kadın
emzirecektir." (Talak 6)
[3]
Alışveriş:Tefecilikle para yiyenler, şeytanın çarptığı kimse
gibi ayağa kalkarlar. Bu, onların, 'Tefecilik alışveriş gibidir,' demelerinden
ötürüdür. Halbuki ALLAH alışverişi helal, tefeciliği ise haram kıldı. Kime
Rabbinden bir öğüt gelir de vazgeçerse, geçmişte kazandıklarını tutabilir; işi
de ALLAH'a kalmıştır. Devam edenler ise cehennem halkıdır ve orada sürekli
kalırlar. (Bakara 275), [4]
Faiz: İnananlar, faizi kat kat arttırılmış olarak yemeyin. Başarılı
olmak için ALLAH'ı dinleyin.
(Ali İmran 130),[5]
Zekat: Sana Allah yolunda ne vereceklerini sorarlar. De ki; «ihtiyaçlarınızdan
artakalanını verin!» Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki düşünesiniz. (Bakara 219), [6]
Ticaret: İnananlar! Belirli bir süre için
birbirinize borç verdiğiniz zaman onu yazın. Sizden bir yazıcı onu adaletle
yazsın. Yazıcı, ALLAH'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın.
Borçlanan kişi de dikte ettirsin. Rabbi olan ALLAH'tan korksun, onda
sahtekarlık yapmasın. Borçlanan kişi aklı ermez, veya çaresiz, ya da dikte
etmekten aciz ise velisi adaletle yazdırmalı. Erkeklerinizden iki şahit te
tanıklık etsin. İki erkek şahit bulamazsanız dilediğiniz şahitlerden bir erkek
ve iki kadın seçiniz ki kadınlardan biri yanıldığında diğeri ona hatırlatsın.
Şahitler, çağrıldıkları vakit çekinmesin. Az olsun, çok olsun, ödeme tarihi ile
birlikte onu yazmaktan üşenmeyin. Bu, ALLAH katında daha adaletli, tanıklık
açısından daha sağlam ve kuşkulanmamanız için daha uygundur. Yalnız, ticaret
peşin olursa onu yazmamanızda bir sakınca yok. Alışveriş yaptığınızda
tanıklarınız bulunsun. Yazana da tanığa da zarar verilmesin. Aksi halde
kendinize kötülük edersiniz. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH size öğretiyor. ALLAH
herşeyi bilir. (Bakara 282),[7]
Ziraat Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler,
bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi
bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına
üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler
vardır. (Rad 4) [8]
Baktığımız da ekonominin temelini teşkil eden üretim, tüketim,
mübadele , ve diğer konularda ekonomik sistemin temel prensipleri tespit
edilmiş bulunmaktadır.
1-Kuran Bakara 29, Araf 10, Rad 13, Mülk 15 ayetlerinde vurguladığı
gibi Yeryüzündeki tüm nimetler insanlar için eşit olarak yaratmıştır.
İslam’ın özel mülkiyete ne denli izin verdiğine, mülkün ne olduğU
konusuna girmeden önce bu ayetlerin verdiği mesajları incelemeye başlayalım.
Allah az önce söylediğim (Bakara 29,Araf 10,Rad 13,Mülk 15) ayetlerde
eşitliği vurgularken, İslam’ın özellikle bu döneminde Kuran’la birçok yönden
çelişen, hadis ve mezheplere dayalı bir çok terör örgütü türemiş, cariye ve
kölecilik ticareti had safhaya ulaşmış, mal yığma sevdası artmış, hatta “Malda
yalan mülkde yalan” diyen Yunus Emre’nin fotoğrafı, dönemimizde banknotlara
basılmıştır…
Oysa ihtiyaçtan fazla malın haram olduğu, helaka götürdüğü,altın ve
gümüşü yığıp infak etmeyenlerin durumu Kuran'da belirtilmiştir. (Kalem
17-35,Maun,Hud 85,Tevbe 34)
1/40 diye bir şey tutturulmuş gidiyor; Kuran malda eşitliği
savunurken, Ömer’i, Ali’yi vuranların, Ebuzer’in hayatını görmeyip çöle
gömenlerin, Kerbela’yı gerçekleştiren, İmamı Azam’ı hapse atanların fıkhı ise
tam tersini savunup, 1 milyar aç insana sadece 1/40'ı hak görüyor, bu meseleye
hiçbir çözüm yolu üretmiyor.
İşte Allah’ın bize ayetleri ile yaptığı eşitlik vurgusu günümüzde
maalesef abdestli kapitalistler tarafından görmezden geliniyor.
İSLAM ÖNCESİ ARAP
YARIMADASI
Ayetlerin verdiği eşitlik mesajını biraz daha incelemek gerekirse
İslam öncesi Arap yarımadasına -Mekke’ye- gitmek gerekir.
Bize anlatılanların aksine Cahiliye dönemi ticaret ,kültür ve edebiyat
açısından gelişmiş, tek tanrı inancının olduğu bir bölgedir. [9] Bunun en büyük kanıtı Zuhruf suresinin
87.ayeti (Onlara, kendilerini kimin yarattığını sorsan, 'ALLAH' diyeceklerdir. Öyleyse
neden çevriliyorlar?) ve peygamberimizin
babasının ismidir.
Peki tek Allah inancı varsa, Muhammed’i inkar etme sebepleri neydi?
Tabii ki de karşımıza yeniden çıkan eşitlik kavramı, Ebu Cehil’in Bilal ile
eşit olmayı istememesidir.
Namaz, Hac gibi ibadetlerde dâhi bu eşitlik vurgusu vardır. Ali Şeriati’nin dediği gibi “Hacca
gidenlerden zemzem yerine verilen mesajı anlamalarını isteyip,devrim için dua
isteyeceğimiz zaman Ebuzer’in, ruhunu yeniden yaşatacağız”[10]
PUT
Yukarıda Cahiliye döneminde Allah inancı olduğunu söylemiştik, fakat
ibadetlerinde Allah ile aralarına put koydukları için bu dönem ‘Putperestlik
Dönemi’ olarakta anılmıştır.
Peki put nedir?
Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı
veya cansız nesnelere ‘Put’ ismi verilir.[11]
M.Ö 3000’li yıllarda bu inanışın Mezopotamya’da ortaya çıktığı
bilinir. Ayrıca Roma, Hint ve Yunan mitlerinde de putperestliğin bulunduğu
söylenebilir.
Put inanılan kabilenin sosyal yaşamında ki en büyük temsilcidir,
örneğin İbrahim peygamberin putları yıkması, taş, toprak yıkma meselesi değil
doğrudan sistemin algılarını ortadan kaldırmaktır. Aynı şey Muhammed
peygamberin Kabe’deki putları ortadan kaldırması için de geçerlidir.
Putların sosyal yaşamda önemli bir yer teşkil ettiğini söylemiştik,
şimdi kısaca putun tarihine değindikten sonra Mekke dönemindeki put anlayışına
ve o dönem ki sosyal hayatı nasıl etkilediğine bakalım.
Putperestlik döneminde Mekke’de tapılan en büyük 3 putun etimolojik
kökeninin incelenmesi, İslam öncesi Mekke’nin yaşamına dair ipucundan öte
şeyler verebilir.
Lât
kelimesinin etimolojik kökeni El/Elot/Allot/İlah kavramlarının karşılığı olup
‘Otorite’ anlamını, Uzza’nın Aziz/Muiz/Muaz kelimelerinden gelip ‘Güç’
anlamını, Manat ise Monra/Mamon/Money kelimelerinden gelip ‘Para’ anlamını
temsil eder. Hatta bugün hâlâ
Türkmenistan, Azerbaycan’ın para birimi Manattır.[12]
Aslında bu 3 büyük putun ismi bile o dönemi anlamamız için yeterli,
fakat yine de İslam’ın ekonomik olarak neyi değiştirdiğini anlamak için
putperest Mekke döneminin sosyal yapısını daha derin incelemek gerekiyor.
Kabe’yi inşa eden İbrahim’in duası “Beni esnam’dan uzak tut” idi fakat
Mekke yıllar sonra mala, mülke tapanların karargahına dönüşmüştür.
Mekke’de sosyal hayatı, sınıfları, kabile saygınlığını belirleyen
temel şey ticaret olmuştur.
DARÜL NEDVE
Ticareti iyi yapıp zenginleşenler, Darül Nedve’de söz sahibi oluyor;
fakir, ezilen halkın yerine kararlar veriyorlardı.
Darül Nedve, borç hukukunun oluştuğu, kişinin borcuna karşılık bir
rehine bıraktığı, rehine bıraksa bile borcunu faizle ödediği yerdir.[13]
Kızların toprağa gömülme sebeplerinden biri de yine bu kurumdur. Borcu
olan bir kişi kızını buraya rehine olarak verip onun geneleve düşmesi yerine
gömmeyi tercih ediyordu.[14]
Mekke’ye gelen yabancı bir tacir eğer Mekke içinde ölürse, malı son
görüştüğü kişiye kalıyordu, bu sebeple de yüzlerce faili meçhul suikast
düzenleniyordu.[15]
Büyük bir ticaret merkezi olan Mekke tacir, sarraf, tefecilerin
kontrolü altında olup bu şehri dönemin ABD’si olarak değerlendirebiliriz. Mekke
ticareti o dönemde Asya, Afrika, ve Akdenize de hakimdi.[16]
Örneğin Afrika’ya gidince mal karşılığı Bilal-i Habeş gibi köleler
alınır, bu kölelerin bir kısmı orduya verilir, diğer bir kısmıda ırgat olarak
çalıştırılır. Para yerine de sadece barınma ve yemek ihtiyacı karşılanır.
Köleden doğan kız çocuğu sahibin haremine verilir, erkek çocuğu ise
büyüyünce köle olarak çalıştırılmaya devam edilir.
İşte bu sosyal yaşam zenginler için cennet yeri, fakirler için ise
cehenneme dönüşmüştür. Faiz, zina, suikastler, kabile yarışları….
Edebiyat ve ticaret dışında devam eden bu vahşilikte bir mucize 571
yılında doğdu ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
İSLAM’IN GETİRDİĞİ
EKONOMİ ANLAYIŞI
Devrim yavaş yavaş yaklaştı ve her şey değişti. Peki İslam Ekonomi’yi
az önce anlattığımız adetleri nasıl değiştirdi?
“Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta
bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim” (Kasas
5)[17] ayeti her şeyi özetlemeye yeterli olsada
İslam ekonomisini detaylarıyla incelemeye devam edeceğiz.
“Lehül Mülk, Lehül Hamd, Lehül Hükmü, Lehul Azab” kavramları
müşrikleri rahatsız etti, etmeyede devam ediyor.
Cahiliye dönemindeki ilk rahatsızlık ‘Mülkiyet’ kavramı olmuştur.
Kuran’da özel mülkiyetin yeri nedir? Ne kadarına izin verilmiştir?
Mülk kavramı Kuran’da 32 defa Allah’a nispet edilir, bazı peygamberlere de mülk verildiği
söylenir, fakat peygamberlere verilen mülklerin din bezirgânları tarafından nasıl kötüye
kullanıldığına yazının ilerleyen bölümlerinde gireceğiz.
Az önce anlattığım Cahiliye devrindeki, bu vahşete karşı “Lehül Mülk”
kavramının haykırıldığını görürüz. Meali “Mülk Allah’ındır” olan bu iki kelime
adeta Kuran’ın ekonomik yönünün özetidir.
Son tahlilde bu kelime “Mülk hiç kimsenindir” anlamına gelir, yani
mülk Ali’nin, Veli’nin değil sadece Allah’ındır, biriktirmek haramdır, Tevbe
34’te bu açık seçik buyurulmuştur.
Yine mal biriktirmenin, israfın haram olduğu ayetlerden örnek vermek
gerekirse önümüze çıkan en çarpıcı olay, Medyen’lilerin hiçbir sınır kabul
etmeksizin mallarını sarf etme hakkına sahip olduklarını söylemeleri onları
azaba mahkum etmiş, bu mevzu Hud 84-88 arası anlatılmıştır.
Yine Bakara 215’te 1/40’çılara tokat gibi ‘İhtiyaç fazlası malın
verilmesi gerektiği’ söylenir. Bunun en güzel örneği yine peygamberimizdir.
Eline bir çok fırsat geçmesine rağmen zenginleşmemiş, mal yığmamıştır.
Çünkü daha ilk inen sureler arasında yer alan Tekvir suresinin ilk
ayetinde “Bir zenginlik yarışıdır, oyalanıp duruyosunuz, mezarlarınıza
girinceye kadar süren bir oyun ve oynaş”[18] ayeti de peygamberin zenginleşmeme sebebini
gösterir.
Fakat günümüz Müslümanları sanki bu ayetleri sadece peygambere inmiş
gibi okuyup, papağan gibi tekrarlayarak, üstüne uydurma pek çok hadis ve mezhep
öğretisi ile Kuran’ın asıl mesajını unutuyorlar.
KURAN’DA MÜLK KAVRAMI
Peki Kuran’da özel mülkiyet kavramı nerede durur? İslam’da herkes emek
harcadığı şeyin sahibidir. Bu hususta ayetlerden örnek vermek gerekirse, Necm
Suresi 39-41 ayetleri arasında Allah “İnsana çalışmasından başka bir şey
yoktur, emeğinin karşılığı ona tastamam verilecektir.”[19] buyurur. Yine başka bir ayette Allah,
erkeklerin de, kadınlarınnda çalışıp kazandıklarından birer hisse alacağını
buyurur (Nisa 32)
İslam’daki bu mülkiyet anlayışı kapitalizm veya veya komünizm gibi
kavramlarla kesinlikle bağdaştırılamaz. Çünkü kapitalizm gibi vahşi bir yönetim
şekli sınırsız mülk vaat ederken, komünizm ise sınırlı mülkiyet, sınırsız
devlet yetkisi verir.
Kuran ise ekonomiye, bireyleri eşitleme amacıyla zekat, sadaka, fitre
ve israf gibi kavramlar getirerek topluma huzur sağlamıştır.
Bu ayetlerden yapılacak çıkarımla Kuran’ın özel mülkiyete izin
verdiğini açıkça görebiliriz. Fakat Kuran’da özel mülkiyet bazı şartlara tabi
tutularak sınırlandırılmıştır.
Öncelikle kişi malını insanlara zarar verecek şekilde harcamamalı,
örneğin elde kalan malların zamlanması için saklanması, veya denize dökülmesi
İslam’a aykırıdır. Yani insan hangi mala sahip olursa olsun onu atamaz,
yıkamaz, tahrip edemez. (Hud 84-92)
Ayrıca yine kişinin özel mülkiyeti ayetlerle çizilen çerçevede koruma
altına alınmıştır. Kişilerin özel mallarına dokunulamaz, hatta bugün çoğu
ekonomik sorunun altında yatan sebep olan ‘Enflasyon’ kavramı dâhi İslam’a aykırıdır.
Bu hususta Hud 85’te “İnsanların eşyasını eksik vermeyin (değerini
düşürmeyin)”[20] buyurulur.
Ayrıca yine insanların mallarının çalınmasının sonucu olarak (bazıları
bu ayeti farklı anlamlarıyla alsada) el kesme cezası uygulanır.
Yine İslam’ın mülkiyet anlayışında zengin-fakir kavramı vardır. Az
çalışan az, çok çalışan çok kazanabilir. Bu konuda Enam 165’te “Sizi yeryüzünün
halifeleri yapan, verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi, kiminizden üstün
kılan odur” buyurulur.[21]
Zengininde imtihanı vermektir.
İSLAM’DA TİCARET
Peki İslam’ın Ekonomi anlayışına göre para kazanmanın helal yolları
nedir?
Bu yollardan ilki çalışıp emek harcamaktır. Konuyu biraz daha açmak
gerekirse Allah bir ayetinde “Ve insan için çalışmasından başka bir şey yoktur”
(Necm 39) buyurur.[22]
Kişi emek vererek ürettiği her şeye verilen çizilen sınırlar dahilinde
sahip olabilir.
İkinci yol ise ticarettir. Ticaret bazı şartlar öne sürülerek helal
kılınmıştır.
Bakara 275’te “Allah alışverişi (ticareti) helal, faizi ise haram
kılmıştır” buyurulur.
Burada alışverişin helal, faizin ise haram kılınmasının sebebi,
ticaretin risk taşımasıdır.
Risk taşıyan sermayenin hakkı kâr, risk taşımayanın adı ise İslam’da kâr değil faizdir.
Daha iyi anlama açısından kâr ve faizin farklarına bir göz atalım.
Cahiliye döneminde büyük bir gelir kaynağı olan faiz, müşriklerin
İslam’ı reddetme sebeblerinin başında gelir. Faiz kelimesi “artma,çoğalma”[23] anlamının yanı sıra “değiş,tokuş”
anlamına da gelip takasta fazla mal almayı da kapsar.
Kar ise bir malı satarken alım fiyatının üzerine eklenen fazlalıktır,[24] Kuran’da kar ile ilgili sabit bir rakam
verilmez, fakat Kuran’ın mesajına göre arz-talep dengesi göz önünde
bulundurularak, ahlaki bir fiyat koymak şarttır.
Nitekim buna kanıt olarak Nisa 29 “Ey iman edenler mallarınızı kendi
rızanızla yaptığınız ticaret şekli haricinde haksız yolla yemeyin” buyurulur.[25]
İşte bu ayetlerle ticaretin kuralları belirlenmiş, faiz-kar farkı
anlatılmıştır.
SÜLEYMAN’IN MÜLKÜ
Allah sözde Süleyman’a sınırsız mülk vermiş, ne kadar istersen harca
hesabını verme demiş. Dolayısıyla bu çıkarıma dayanarak sınırsız bir mal-mülk
sahibi olabilirmişiz.
Bu yanlış anlamanın sebebi insanların Kuran’ı gözleri kapalı
okumasıdır. O peygamber ki Neml 36-37’de Belkıs’ın hediyelerini reddetmiş,Sad
suresinde atlar ile imtihan edilmiş, fakat bizim din tüccarları tarafından
zengin, mal sevdalısı kabul edilmiş ve bu kişiler kirli işlerine meşruiyet
kazandırmak istemişlerdir.
İlk olarak bu ayetlerde anlatılan Süleyman’ın şahsi serveti değil,
tamamen ilerleyen sayfalarda değineceğimiz kamu malıdır.
Tıpkı peygamberimiz gibi Süleyman’da mütevazı bir hayat yaşamıştır.
Hz.Süleyman mülkünün rüzgar, yapı ustaları, dalgıçlar olduğu zaten
belirtiliyor.
Bunlar o dönemde yaşamış, Fenike’li denizciler[26], Hititli askerler[27] ve Babil’li yapı ustalarıdır.[28]
Tıpkı Türkiye'de Kara Kartal Beşiktaş'ı, Aslan Galatasaray'ı
simgelediği gibi Fenike,Babil ve Hitit uygarlıklarının belli başlı simgeleri
yukarıda saydığımız semboller ve işlerdir.
Örneğin Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün mal varlığı, askeri gücü
Cumhurbaşkanına mı aittir? Süleyman’ın mal varlığı da aynen böyledir.
O da Hz.Muhammed gibi hazineden aldığı parayla geçiniyordu.
Bugün zengin diye anlatılan Süleyman Tevrat’ın Süleyman’ıdır biz
Kuran’ın Süleyman’ını Sad suresi ile kabul ettik (Sad 32'de anlatılan mal mülk
sevgisinin Süleyman'ı Allah'ı anmaktan alıkoyması) , Fecr suresinde anlatılan
mal düşkünü insanlardan biri olarak görmedik.
KÖLE VE CARİYECİLİK
Bir başka konu ise cahiliye döneminde bir gelenek olan fakat günümüzde
de islami bir kalıba sokulup sömürülen Köle ve Cariyecilik kavramıdır.
Kuran indiğinde kölecilik dönemin bir realitesiydi. Kuran’da bu
kavramdan bahsedilir fakat bu kabul edildiği anlamına gelmez.
O zaman niye ‘Faiz,zina,hırsızlık” kesin yasaklanırken “Kölecilik”
kaldırılmadı? Veya bir şeyin kaldırılmak istenmesi illa yasaklayıcı bir
hükümden mi çıkar?
Örneğin “Vay o kaş, göz ile insanlarla dalga geçenlerin haline”
ayetini ele alırsak bu hareketin yasaklanmadığını söyleyebilirmiyiz?
Kuran köleliği kendi mesajında kaldırılmış, bunu uygulamayan ise o
günkü sosyal yaşamdır.
Kuran’ın köleliği kaldırdığının en büyük kanıtı Beled suresindeki
“Bilirmisin nedir zor olan? Bir kölenin zincirlerini kırmaktır” ayetidir.
Yine bir çok ayette bazı sebepler bahane edilerek kölelerin serbest
bırakılması tavsiye edilirken, Kuran’ı okumayıp yola devam edenler hala
“Kölelik kaldırılmadı” diyorlar.
Tıpkı içkinin aşama aşama kaldırılması gibi kölelikde adım adım
kaldırılmıştır.
Zincirleri kırın, hür kavramı kullanılmasına rağmen “haramdır,
yasaktır” kelimeleri olmadığı için köleci din bezirganları hala köleciliği
günah saymazlar.
Yine Beled 12’de ‘Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir
bilir misin? Köle azat etmek veye açlık gününde yakını olan bir yetimi,yahut
açık bir yoksulu doyurmaktır.’[29]
Diğer bir konu ise Cariyecilik. Cariye kadın köledir. Konuya direkt
peygambere “Cariyesi vardı” diyenlere tokat gibi cevap veren Enfal 67 ile
başlayalım.
“Ölümüne girdiğiniz zorlu bir meydan savaşı sonucu değilse esir almak
bir peygambere yakışmaz.”[30]
Yine Muhammed suresi 4.ayette “Cariye-Köleleri fidye karşılığı veya
fidye almadan bir şekilde serbest bırakın” (bknz;esirlere okuma yazma öğretip
serbest bırakma örneği)) gibi ayetlerle cariye alma yasaklanmıştır.[31]
İSLAM’DA KAMU MALI-VERGİ
Bu iki konuya da değindikten sonra son olarak Kuran’da Kamu ve vergi
konusuna değinebiliriz.
İslam’da kamu anlayışının en çarpıcı örneği ‘Bedir Savaşı’dır. Bedir
savaşının sebebi, Medine’ye göç eden Müslümanlar’ın, Mekke’de kalan mallarını
müşriklerden almak istemeleridir.[32]
Malları yağmalayan müşrikler satmak için kervanda giderlerken,
Medine’li Müslümanlar tarafından durdurulur ve mallarını geri alırlar, fakat
Medine’ye göç edenlerin neredeyse %95’lik bir kısmı fakir olduğu için kervanlık
bir malları yoktu.
Yani bütün savaş geri kalan %5 için yapıldı. Savaş kazanılınca o
%5’lik kısım malı sahiplenmeyip, ortak kullanımı kabul etmiştir.
Hz.Ömer zamanında arazinin üzerinden şahıs mülkiyeti kaldırılmış bunu
üretimden herkesin faydalanmasını istediği için yapmıştır. Bunun yanı sıra mal
biriktirmeyi de yine Kuran’ı baz alarak yasaklamış,ailelerin geçimini devlet
üzerinden sağlamıştır.[33]
İşte “Mülk Allahın’dır” ayetine uyan en uygun kamu paylaşımı budur.
Vergi sistemi ise İslam’la bir kez daha değişmiştir. Orta çağda
topraktan alınan vergi,[34] İslam’la beraber kişisel mülkiyet
vergisine dönüşmüştür.
Batı’da ise vergi kavramı ancak Haçlı seferlerinden sonra değişmiş
kişiler ve gelirler üzerine vergi konulmuştur.
Fransa’da VII.Louis zamanında, 1146 ve 1165 de; İngiltere’de ise
II.Henry zamanında 1166’da.[35] Zekat kavramı ise gelen gelirler
‘yoksullara, köle özgürlüğüne, Allah yoluna sarfedilmelidir’ buyurulur.
SONUÇ
İslam Ekonomisi'nin temelleri bu bahsettiğimiz konular, verdiğimiz
örneklerdir.
“Mülk Allah’ındır kavramını, Kasas suresi 5.ayeti de ele alarak
elimden geldiğince açıklamaya çalıştım.
Din bugün baktığımızda sömürenlerin bahanesi,sömürülenlerin kader
avuntusu,kafa kesenlerin ise kılıfı olmuştur.
Dini anlamak için ilk önce Medine’yi,Mekke’yi anlamak gerekir,peygamberin
devrimciliğini,anayasasını ve şüphesiz Kuran’ı Kerim’in mesajını anlamak
gerekir.
Hira dağında Muhammed peygamberin içinde yankılanan bu ses Kuran ile
hürriyeti,insanlığın eşitliğini ilan etmiş,kölelerin zincirlerini kırmıştır.
Bernard Shaw peygamberimiz için “O İsa aleyhtarı değil, bütün insanlığın
kurtarıcısı olarak bilinmelidir. Onun gibi bir adam, bugün dünyanın
idaresini eline alsa, eminimki dünyayı, hasretini çektiğimiz barış ve saadete
kavuşturur.”
Böylece, Müslümanlığın yayılışından başlayarak,Hz.Muhammed’in ölümü ve
sonrası dönemine kadar olan sosyal,ekonomik ve hukuki icraatı incelemiş
oluyor,bu hedefte çalışmak isteyenler bir yol gösterici bırakıyoruz.
Şuan dünyadaki ekonomik sorunun çözümü,çoğu şeyin çaresi gibi bana
göre İslamdır.
Şüphesiz ki zaman Kuran’ı haklı çıkaracaktır. (Sad 88)
[1]
Orhan Hançerlioğlu,Ekonomi Sözlüğü,Yükselen
Matbaacılık,İstanbul 1976,s.54
[2]
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=EKONOM%C4%B0
[3]
İhsan Eliaçık,Yaşayan Kuran
Meal-Tefsir,İnşa Yayınları,İstanbul,2015,s.970
[4]
A.g.e,s.828
[5]
A.g.e,s.865
[6]
A.g.e,s.807
[7]
A.g.e,s.827-828
[8]
A.g.e,s.670
[9]
Fritz Hommel,İslamiyet’ten Evvel Arap
Yarımadası,MEB İslam Ansiklopedisi,C.1,İstanbul 1978,s.486-87
[10]
Ali Şeriat,Hac,Fecr Yayınları,Ankara
2011,s.142
[11]
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5907b00a5ff148.32632493
[12]
Eliaçık,a.g.e,s.220
[13]
Eren Erdem,Devrimci Peygamber,Kırmızı
Kedi Yayınları,İstanbul 2014,s.95
[14]
A.g.e,s.96
[15]
A.g.e,s.97
[16]
Faruk Bal,”Çölün Ekonomisi:İslam Öncesi Arap Yarımadası’nda Ticaret”,Akademik
Ortadoğu Dergisi,Cilt 9,sayı 1,s.98
[17]
Eliaçık,a.g.e,s.355
[18]
A.g.e,s.77
[19]
A.g.e,s.223
[20]
A.g.e,s.495
[21]
A.g.e,s.621
[22]
A.g.e,s.223
[23]
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5907c5002b4864.77357174
[24]
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5907c5036853d1.04343179
[25]
Eliaçık,a.g.e,s.889
[26]
Nazmi Özçelik,İlk Çağ Tarihi ve
Uygarlığı,Nobel Yayın Dağıtım,Ankara 2010,s.105-108
[27]
A.g.e,s.54-65
[28]
Sargon Erdem,”Babil”,Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,c.4,İstanbul
1991,s.393-395
[29]
Eliaçık,a.g.e,s.188
[30]
A.g.e,s.842
[31]
A.g.e,s.741
[32]
Mustafa Fayda,”Bedir Gazvesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,c.5,İstanbul
1991,s.326
[33]
Mevlana Şibli,Hz.Ömer,Timaş Yayınları,İstanbul 2003,s.280
[34]
Ahmet Kayan,”Verginin Tarihsel Gelişimi”,Maliye Dergisi,s.82
[35]
GARAUDY Roger ve FAİK Bercavi,İslamiyet ve Sosyalizm,Rebeze Kitaplığı
Yayınları,İstanbul 2012,s.22-23
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)