20 Ağustos 2018 Pazartesi

Velev Ki:İntihar Mektubu

Gelecek artık beni çok fazla heyecanlandırmıyor.

Ülkenin durumuna vs atıf yapmayacağım. Daha önce 'Kendime Küfürler'de yazdıklarımı tekrarlamaya devam ediyorum.

Ama ülkenin durumu da iç açıcı değil. Eğitim sistemi yüzünden,atamalar yüzünden intihar eden yüzlerce insan var.

Gelecek beni heyecanlandırmıyor çünkü sürekli bir döngüde yaşayıp ölüyoruz.

Bundan 30 yıl sonra başarılı bir sosyolog veya tarihçi olmam ile bir cafede çalışmamın pek farkı olduğunu düşünmemeye başladım.

İnsanların hayatlarına daha fazla dokunacağım alanlarda olmak isterim fakat bir yandan da onlara acı gerçekleri söyleyip üzmek istemem.

Böyle bir gelecek planı da artık beni heyecanlandırmıyor.

Başarısız insan nedir ki?


Korkuyorum,başarısız olmaktan korkuyorum,gençler için korkuyorum,ülkeler için hatta dünya için korkuyorum.

Benim ölümüm veya intihar etmem bu insanlar için ne değiştirebilir?

İntihar etmek bir eylem midir? Yoksa bu durumlara boyun eğmek mi?

Bu ayrımı artık yapamıyorum.

"Mücadele et" diyorum bazen kendi kendime fakat bir anlık oluşan heyecan yine bir mutsuzluk ile yerini ölümü arzulamaya bırakıyor.

Sanki yarın idam edilecekmişim gibi yaşıyorum.

Sabahları umutla uyanıyorum,öğle bu umut azalıyor neredeyse dünün aynısını yaşıyorum ve akşam saatlerinde yine bu düşünce sarıyor beni.

'Yarın daha güzel olacak' diye uyurken yine aynılarını yaşamaya devam ediyorum.

İdam mahkumları muhtemelen benden daha şanslı.

En azından korkuları,umutsuzlukları tek gece sürüp sabaha karşı ölüyorlar.

Geçmişi hatırlıyorum da,intihar konusuna biraz daha uzak bakardım,soğuk yaklaşırdım.

O zamanlar insanlar daha samimi idiler,yaşımdan dolayı para bulma derdim yoktu,geleceği daha ciddi düşünmüyordum,hayatın bu kadar da mutsuzluklarla dolu olabileceğini düşünmüyordum.

'Mutsuzluğu kabullen o zaman mutlu olacaksın' cümlesinin aslında ne kadar ağır olduğunu daha önce anlatmıştım.

Bunu içselleştirmek,bu cümleyi tavsiye eden bana bile zor.

Kendimi bildim bileli bazı sorumluluklarımdan kaçarak yaşadım,iç sesimi dinledim,anlık kararlar verdim.

Peki bu anlık kararları verirken ne kadar özgürdüm? Veya sen bu yazıyı okuyan x kişi sen ne kadar özgürsün?

'İlk seçim'den sonra özgür kalabildiğine inanabiliyor musun?

Hayır kalamıyorsun bütün tercih şansını o ilk seçim üzerinden yapmak zorundasın.

İlk seçimlerimize dikkat etmemek özgürlük anlayışımızı kısıtlayabildiği kadar kısıtladı ve anlık kararlar verebilmemiz artık na mümkün duruma geldi.

Hayvandan pek farkımız olmayan bir hayat yaşıyoruz.

Hatta sizi temin ederim ki bazen hayvanların hayatlarına özenmiyor değilim.

'Barınmak,Üremek ve Yemek' bir hayvanın en temel ihtiyaçlarıdır ve bunu doğadan rahat rahat karşılarlar.

Peki insanın bunu tek başına,hiç bir şeye ihtiyacı olmadan karşılaması mümkün müdür?

HAYIR!

O zaman hayvanın mı yoksa insanın mı hayatının daha kaliteli olduğunu tartışmaya açabiliriz.

Bize sürekli olarak 'İrade' sahibi olduğumuz söylenerek hayvanlar ile aramızda bir fark olduğu,onlardan daha üstün olduğumuz söylenir.

Keşke 'İrade' olumlu bir durum olsaydı da tam olarak hayvanlardan daha şanslı olduğumuzu söyleyebilseydim.

Beni şu sıralar hoşnut eden şeyler de tabi ki var.

Kitaplarım,koleksiyonlarımı tamamlama hırsım (Ki simyacı sendromu aşağıda anlattım) onlar dışında mesela 'Yollar' şu sıralar çok seyahat ediyorum,oradan oraya.

Bana zevk veriyor açıkçası,farklı insanlar görmek,farklı yollarda yürümek,farklı havalar tenefüs etmek. (Bu arada kendi şehrimin denizinin kokusu da bana mutluluk veriyor)

Fakat bir şehre ait kalamamak yine üzüyor beni.

Gez,dolaş,tanış,et ya peki sonra?

Yine aynı duruma geleceksin,kaçar yol yok.

Tabi ki ara ara onlar için üzülsem de sevdiğim insanların yanımda olması,çevremde entelektüel birikimi fazla insanların olması beni bu yoldan yine caydırıyor.

Ama ne yazık ki onların bir kısmı kendilerini bekleyen acıdan bir haber yaşıyorlar.

'Takma' 'Aslında senin derdin yok şu x kişisine bak' demelerinden bıktım.

Evet belki x kişisine göre derdim daha az (!) peki x kişisi için çözüm ne? Onun derdi bittikten sonra benim derdim de mi çözülecek?

Bütün insanlığın derdi için çözüm ne?

Bir yardım topluluğun da aktif olarak çalışıyorum,insanların dertlerini hafifletmeye çalışıyorum ama onların da kesin çözümleri yok.

Ülkelerinde ki bağnaz insanlar yüzünden kaçmış gelmiş olan insanlar bunlarda.

Bağnaz demişken geçtiğimiz günlerde aynı yardım topluluğun da tarzım yüzünden eleştirdim.

Ne kadar aydın (!) insanlar olursa olsun maalesef dış görünüşünüz hala insanlar için dert konusu.

Eleştirildiğim diğer bir konu ise 'İntihar fikrini empoze etmem,günah saymamam' evet günah olduğunu düşünmüyorum intiharın.

Günah diyenlerin delilleri nelerdir?

3 temel soru var;

1-Ecel dediğimiz kavram benim intihar etmem olabilir. Buna karşı 'günah' diyecek olan insanların argümanları nelerdir?

2-Allah bütün alemi özgür irade ile yaratmış ve dünyaya o şekilde yollamışsa neden sadece 'Ömür' üzerinde tasarruf sahibi olmak istesin?

Neden insanlar kendileri için ölümü anlamlı kılamasın? Ölümü oturup öylece beklemek,intihar duygusundan daha da acı bir duygu.

Onu arzuluyorsun ama gelmiyor,topluma fayda verebileceğimi düşünmüyorsam intiharımı dinen ne geçersiz kılabilir?

3-Bu söylemlere en çok getirilen ayet 'Kim bir insanın canına kıyarsa' ayeti bu ayet cinayet ayetidir. Kısasın ana olayıdır.

Ayeti intihar olarak değerlendirsek bile ayette 'Haksız yere öldürmekten' bahsediyor.

Oysa her insanın kendini öldürmesi için elinde yeterli sebebi vardır.

İnsanın çektiği acıları 2'ye katlayan başka bir durum ise 'İntihar'ı düşünüp yapamamaktır.

Her acı çektiğiniz de bunu düşünürsün.

Kafayı dağıtmak için şarkı dinlersin,kitap okursun,arkadaşlarınla çıkarsın ama bu düşünce sürekli evet sürekli hatta onların yanındayken bile döner durur.

Her acı çektğinde bunu düşünmek maneviyatın yanında madden (vücuden) bozulmanı da sağlar.

Yataktan çıkmak istemezsin,bütün gün yatarsın,hayaller kurarsın.

O hayallerin gerçekleşmeyeceği aklına gelince hayat sana bir tokat daha vurmuş olur.

Bu haldeyken ne ders çalışabilirsin,ne işe gidebilirsin ne de herhangi bir yolla para kazanacak kadar motivasyonun olur.

Artık sen bitmiş bir adamsındır.

Geleceğini her düşündüğünde içinde kelebeklerin uçması yerine kara bulutlar dolaşır.

Kafanı kaldırır duvara boş boş bakarsın,belki bir kaç damla gözyaşı süzülür gözünden fakat bu da senin için bir kurtuluş olamaz.

Yeni hedef koyarsın kendine başarırsın ama bu sefer de 'Simyacı sorunsalı' çıkar önüne.

Bir simyacı için en önemli şey bulduğu maddeyi kafasındaki şeye çevirmektir.

Çevirdikten sonra artık bir hedefi kalmaz,simyacının üzüntüsü hedeflediği şeyi yapabilmektir aslında.

Ölüm simyacı için de benim için de bir kurtuluş yolu.

Emin olun sevdiklerim ölmek beni daha da mutlu biri yapacaktır.

Bir hedefi gerçekleştirmek,mal-mülk kazanmak,çocuk büyütmek içinde hep acı barındıran şeylerdir.

İntihar eden insanları şimdi daha iyi anlayabiliyorum,varoluşsal problemler veya hayat dertleri (Aşk'ı burada sayamam) yüzünden intihar etmiş olan insanlara saygım sonsuz.

Allah'ım ne olur eğer beni duyuyorsan bana kimseyi üzmemek için bir kurtuluş yolu göster,sen benim hapsolduğum bu karanlıkta yol gösterici meşalem ol,senin yanına hemen bu yolla kavuşmayı istemek ardımda üzgün insanlar bırakacağım anlamına gelir.

Ben kimseyi üzemem.

Sende elimden tut,beni yaşadığım bu sıkıntılı hayattan çıkar al.

Amin.